26 Şubat 2008 Salı

LaCheen Çantaları

Çok sevdim bu çantayı. Laçin sitesine koyduğundan beri bakıp durdum. Çok beğendim. Öyle güzel çantalar dikiyor ki Laçin, izledikçe izleyesiniz ve yaptığı çantalarına sahip olasınız geliyor. Yalnız çantaları mı? Elbette değil. O kadar güzel fikirlerle kıyafetler dikip, bize sunuyor ki, hayran olmamak elde değil. Mutlaka ziyaret edilmesi gereken çok da güzel bir blogu var. Bu yazımın başlığına tıklarsanız, Laçin’in dükkanını ziyaret edebilirsiniz.

İşte benim çantam. O kadar güzel dikmiş ki sevgili Laçin, inanılmaz sağlam. Üstelik kadife kumaşının desenleri de bir harika. Görenler çok beğendi ve nereden aldığımı soruyorlar.

Tam bir çanta delisi olan ben bu Kitty Cat Çanta’mla deliliğim biraz olsun durulacak gibi duruyor. O kadar beğendim ki hep onu takmak istiyorum.

Laçin’ciğim, çok da güzel bir paket yapmış; tül kumaş ve saten kurdelayla. Çok sevimli bir de kart vardı pakette. Bayıldım!!

*İlk fotoğraf Laçin'e ait. Dışarıda çantamla fotoğraf çektirmiştim ama tam belli olmamış modeli. O yüzden Laçin'in çektiği fotoğrafı alıp, koydum.

10 Şubat 2008 Pazar

Nazar-Yunan İlişkisi

Yunanlılar Hacivat Karagöz, baklava, lokum derken şimdi de ülkemizde 3 bin 500 yıldır var olan nazar boncuğuna sahip çıkmış.

Brezilya'dan boncuk üretimi yapılan İzmir'in Kemalpaşa İlçesine bağlı Nazarköy'e gelen bir mail, Yunanlılar'ın oyununu ortaya çıkarmış. Brezilyalı bir alıcı son yıllarda Yunanlılar'ın nazar boncuğunu kendi üretimleri gibi sattığını, yaptıkları bir araştırmada bu nazar boncuklarının Türkiye'den özellikle de İzmir'den geldiğini belirlediklerini bildirmiş.

Buyrun, haber burada.

Bir de unutmadan, buna da bir bakın.

8 Şubat 2008 Cuma

35,5 :)


Hep ama hep düz giyiyorum, işte tam da böyle.. Mümkünse renkli olmalı. Ya da en azından desenli olmalı.. Bu 'bayıldığım' Nine West marka kumaş çizmeleri gittigidiyor'dan çok ucuza aldım. :) Zaten 2-3 markadan ayakkabı alabiliyorum, malum benim ayaklar 35,5 numara :) Hatta 35 diyelim.. Kapalı ayakkabı, çizme vs.de sorun olmuyo aslında. Bazı 36 numaralar tam oluyor ya da yumuşak keçe tabanlar alıyorum içlerine.. Ama açık ayakkabılar ya da terlikler öyle değil. Mesela geçen yaz puantiyeli, burnu açık babetlerden çok istemiştim ama 36'sı büyük geldi. 35'ini de bir türlü bulamadık; giyip de yakıştıran herkese özenerek baktım bir süre :) Sonra hevesim geçti zaten :)
Çok istememe rağmen Beyaz Converse de alamadım :) Onun da 36'sı çok büyük geldi. Aslında canımın geçen yıl doğum günümde aldığı Yeşil Converse'ler olmuştu ama beyazını bulamadık :/ Sonra Barbour'un piyasaya çıkardığı Converse benzeri ayakkabılarından gördüm Kemal Tanca'da. Hayrettir ki onun 36'sı oldu :) Üstelikte çok rahat ve devamlı zıplayasım geliyor :) Otobüs şoförlerinin koltukları gibi yaylı bir his oluyor topuklarımda :)

Sürecek.. :)

5 Şubat 2008 Salı

Topuk(suz)!


Böyle cicilerim olsun istiyorum ama aynı zamanda giyebilmek ve bunların üzerinde dengede kalıp, aynı zamanda da bunlarla yürümek istiyorum :) Maalesef her bayana doğuştan verilen "allem edip kallem edip topukluyla yürüyebilme" özelliği bana verilmemiş :(
Tuhaf :)

*Fotoğraftaki güzeller güzeli ayakkabı "NineWest" marka.

4 Şubat 2008 Pazartesi

Nazım Memleketine Döndü..

Dünya şairi Nâzım Hikmet, ilk kez sergilenen kişisel eşyaları, özel belgeleri ve elyazmalarıyla, Yapı Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Salonu’nda memleketinin insanlarıyla buluşuyor.

19 Ocak – 22 Mart tarihleri arasında açık kalacak “Şehrime ulaşamadan bitirirken yolumu…” Nâzım ve Vera, Moskova’dan İstanbul’a başlıklı sergi, Nâzım Hikmet’in eşi Vera Tulyakova’yla paylaştığı ve yaşamının son yıllarını geçirdiği Moskova’nın 2. Pesçannaya Sokağı’ndaki evinden getirilen pek çok özel eşyayı şairin sevenlerine ve edebiyat meraklılarına sunuyor; şairin ve eşinin yaşam alanının kendine özgü atmosferini yeniden canlandırıyor. M. Melih Güneş’in küratörlüğünde hazırlanan ve Sadık Karamustafa tarafından tasarlanan sergi, Vera Tulyakova’ya ait bazı kişisel eşyaları da kapsıyor.

Nâzım Hikmet’le Vera Tulyakova’nın bilinen bazı fotoğraflarına da yansıyan kıyafetlerinden örnekleri de içeren ve Nâzım Hikmet’in Moskova’daki dünyasını, ilk kez sergilenen özel eşyalarıyla İstanbul’a taşıyan sergi, büyük şairin yaşadığı mekâna dair ilginç ayrıntıları izleyicilerle buluşturacak. İzleyiciler, bu eşyaların/giysilerin çiftin yaşamında nereye denk geldiğini ve günlük hayatlarının neresinde durduğunu, YKY’nin bu ay yayımlayacağı Vera Tulyakova imzalı Bahtiyar Ol Nâzım adlı kitaptan alıntılanan metinlerden takip edebilecekler.

Gerçekten tüyler ürpertici bir sergi.. İlk girince sağ taraftaki manzara bir süre olduğum yerde çakılı bıraktı beni.. Gidilip görülmesi gerekli, dosdoğru bir sergi..

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.