29 Eylül 2008 Pazartesi

Visulog

Görsel DNA'nızı oluşturan bir test.. Yeşil Peri'm rica etti, ben de onu kırar mıyım hiç; yaptım hemen. İşte sonuç!

Ruh Hali: Rahat

Zevk seçimin ufak şeylerle kolayca mutlu olabildiğini gösteriyor. Bir fincan çay veya kahve gibisi yok!

Romantik sayılırsın ve egzotik olan her şeye ilgin var. Saçlarında denizden gelen esintiyi, teninde güneşi hissetmeyi seviyorsun. Ayakkabılarından kurtul.. keyfini çıkar.. işte bu

Müzik senin için, hatıralar, sevdiğin parçalara eşlik etmek demek. Eğlenceli, uyumlu ve oldukça konuşkansın.

Sanata karşı geleneksel ve antropolojik bir yaklaşımın var. Senin için önemli olan, bir eserin arkasındaki hikaye ve tarihi. Hislerini takip ediyorsun.

Eğlence: Heyecan Peşinde

Senin için tatilde ilk sırayı alan şey eğlence. Arkadaşlarınla ve ailenle her türlü aktiviteye katılıp, görülecek her şeyi ve her yeri görmek. Gündelik hayatta fırsat bulamadıkların ve dahası.

Bütün hayatın böyle geçmeyeceğini bilerek, fırsatını bulduğunda kendini şımartmayı seviyorsun.

Seni rahatsız eden nedir? Doğal görüntüyü her şeye tercih edersin. Şişirilmiş ve yapay duran her türlü plastik görüntüyü dayanılmaz buluyorsun.

Alışkanlıklar: Alışkanlık Yaratığı

İçten içe sağlıklı bir yaşam sürdürmek gerektiğininin farkında olsan da, günü geçirmek için ihtiyaç hissettiğin vazgeçilmezlerin var. Tam bir alışkanlık yaratığısın.

Evinde, farklı ve cesur tarzını yansıtmayı seviyorsun. Etrafındaki her şey sana kendini iyi hissettirmeli.

Sağlıklı kararlar alma aşamasında endişeli değilsin. Hayatı basit tarafından algılıyor ve kendini sıkıntıya sokmuyorsun.

Aşk: Aşk Böceği

Aşk senin için uzun bir bağlılık demek. Kendini adamak, fedakarlık ve sevecenlik..

Özgürlük senin için aşk demek. Sevildiğini bilmenin keyfi düşünce ve sözlerini serbest kılıyor. Sen bir aşk böceğisin.


22 Eylül 2008 Pazartesi

Düşün düşün düşün..


Dersi sevmede öğretenin etkili olduğunu savunmuşumdur hep, ama bu sıralar bunu çok daha iyi anladım. Öğretmeni sevmekle alakası yok, dersi aktarmasından bahsediyorum. Eğer inanmıyorsa maalesef sizi de inandıramıyor..

İki yol var önümde, 1 senedir hangisine sapacağımı düşünüyorum. 1 sene önce herşey netti aslında. Ama bu geçtiğimiz 2 okul dönemi boyunca kafam karmakarışık oldu.
Son kararımı dün uyanınca verdim. Gördüğüm rüyanın etkisinden mi bilmem ama verdim. Beni etkisinde bırakan çok az rüya görürüm, bu da onlardan biriydi.
26'sına kadar bu kararımı yetkili mercilere bildirmem gerek, gerisi çok kolay zaten.

*Fotoğraf, wikipedia.org'dan alıntı olup, tarafımca düzenlenmiştir.

21 Eylül 2008 Pazar

Laodikeia'da Aşk Başkadır


Laodikeia'da çıkan bir buluntu ve altına yazılan bir yorum. Taa o günlere götürdü beni. Parkeoloji'ye yazdığım yazı burada. Bir göz atın yazıya ve yorumlara.

Bir türkü var yorumlarda. Şu an devlet memuru olduğu için ismini açıklamadan bırakıyor yorumlarını canım dostum. Diğer çok yakın dostumla evli. Canlarım onlar benim. Diğerleri gibi. Biz beşimizin (bodrumda olan düğünlerine gittiğim çok yakın dostlarımın) ortak türküsüydü. 'Laodikeion' lakaplı dostum bağlaması 'hatça'yı alır eline, o çalar birlikte söylerdik.

Tüm zorlukların karşısında onunla ayakta durduk. Beşimiz, birbirimize hiç laf söyletmedik, hep koruduk birbirimizi. Hiç kimse ayıramadı bizi. İkisi yanıma geldi, İstanbul'a. Kimi geceler sabahlıyoruz anılarımızla, neler yaşadık diyoruz. Hiç kötü bir anımız yok. Varsa da hatırlanmıyor. En güzelleri, en özelleri, en komikleri hatırlanıyor. Sabahın 5'inde bindiğimiz serviste kahkahalarımız, sabahın karanlığında dağılıyordu. Mutluyduk çünkü, beraberiz diye. Beraber aşılabilecek zorluklardı onlar, üstesinden hep birlikte geldik..

Kırılsa da kanadımız
Asiye çıksa adımız
Duyan duysun bilen bilsin gülüm
Böyledir bizim sevdamız

Yüce dağlar başında mı
Zemherinin kışında mı
Şu gönlümün bir umudu gülüm
Gözlerinin yaşında mı

Zülfü Livaneli de bir başka söyler ama benim dostlarım çok başka çalıp, söyler..

Mutlu Yıllar Haydins'ciğim :)



Doğum gününü önce kendi sayfasında itiraf etsin diye bekledim :)

İyi ki doğmuşsun Haydins.. Hep mutlu ve kahkahalarla dolu bir ömür geçir.
İyi ki tanımışım seni..
Çok öpüldün!

21 Eylül 2008

5 Eylül 2008 Cuma

Nihayet ! :)


Evet.. Sonunda başlıyorum yazmaya, paylaşmaya..

Bu yaz hem hareketli hem de durağan geçti. Zaman zaman huzursuz, zaman zaman hüzünlü, zaman zaman da üzgün oldum, ama en çok mutlu oldum. Sevdiklerimi, sizleri özledim. Yeni bir blog yazarı iken, sizi özledim diye dönen diğer blog yazarı arkadaşlarıma şaşırırdım. Oysa ne kadar haklıymışlar. İki yazdır ben de çok özlüyorum, yazamadığım, okuyamadığım her gün özlüyorum sizleri.. Bir sürü şey yaşamışsınız ben yokken.. İyi ya da kötü, yanınızda olamadım, isteğim dışında belki ama (internetsizdim buralarda yokken) o kadar üzüldüm ki yanınızda olamadığım için. Telafi edeceğim inşallah :)

Bir sürü film izledim tatil boyunca, kitap okudum, sudoku ve çengel bulmacada şampiyonalara girecek dereceye geldim :) vs.

İki film önereceğim demişim ama aslında 1-2 film olacaktı o. 2'den fazla film var aslında sizinle paylaşmak istediğim.. Yeni değiller ama çok da göze batmadılar sanırım.

Başlayalım bakalım :)

İlki, 2004 yapımı.

Eternal Sunshine Of The Spotless Mind / Sil Baştan. Aslında bu filmi tatilden çok önce izlemiştim ama madem film paylaşacağım sizinle bunu ilk sırada önermek istedim. İzlemeyen kalmasın derim ben. Karmaşık ama çok güzel bir aşk filmi.
"Onu aklından çıkardın, peki ya kalbinden?"
İkincisi de bir aşk filmi, 2007 yapımı. P.S. I Love You.
Çok yakın bir arkadaşımla izledik, boğazımız düğüm düğüm.. Başı ve sonu iyiydi; ortadaki boşluğu da bi'şekilde doldurmuşlar işte. İzlenebilir diyelim ;) Ben beğendim :)
Üçüncüsü, yaşamın ve ölümün anlamını suratımıza bir tokat gibi çarpan, 1999 yapımı bir film: Tuesdays With Morrie. Jack Lemmon'ın oyunculuğuna hayran kalacaksınız. Filmin vermek istediği "Nasıl öleceğini biliyorsan, hayattan nasıl zevk alacağını da bilirsin."

Dördüncü film ise, 2007 yapımı müzikli bir gerilim; Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street.
Aslını söylemek gerekirse müziklerin ağır bastığı bir film olduğu için şüpheliydim ama Johnny Depp beni yanıltmaz dedim, öyle de oldu. Kanlı sahneler var ama o kadar da rahatsız olmadım, pek bakmadım o kısa sahnelerde belki de ondandır. Onun haricinde çok beğendim, kostümler, mekanlar çok çok güzel. 2 Altın Küre Ödüllü bir film ne de olsa :)


Beşincisi, I'm Legend. 28 Hafta Sonra adlı film ile konuları benzer. Hatta yayınını bu yüzden geciktirmişler. Onu izlemedim ama bu film gerçekten tavsiye edebileceğim bir film. İnsan kötü oluyor başlarken.. Issız sokakta dolaşan biri.. Devamı filmde :)


2 Eylül 2008 Salı

İşte Geldim :)

Çok uzun zaman oldu görüşmeyeli. O kadar özledim ki paylaşmayı, paylaşımları okumayı, dertleşmeyi.. Herşeyi çok özledim..
Tatilde bol bol kitap okuyup, bulmaca çözüp, film izledim; eski-yeni.. İki film var size önereceğim. Ama önce etrafı toparlamalıyım :)
Hayırlı ramazanlar herkese..