12 Eylül 2009 Cumartesi
Çerçeve Süsleme
Duru'cuğumun güzel ve sevimli çerçeve süslemeleri kadar olmasa da (o tarzları kendime yapacağım, bunlar anneme :)) İkea'dan aldığım çerçeveleri zımba görünümlü malzeme ile süsledim. Bu malzemeyi Eminönü'den almıştım, metre ile satılıyor. Altın, bakır ve gümüşü var.
Onların üzerini de deniz kabuğu, deniz atı, deniz yıldızı ve yapma çiçekler ile süsledim.
Fotoğraftaki küçük adam da benim canım bebeğim, Yiğit :)
11 Eylül 2009 Cuma
Eva'dan Çanta Yaptım*
Gitarımı üzerine koyup, çevresini çizdim. Bu parçadan iki tane kesip (üstüste kestiğim için yamuk kesildi-sonradan düzelttim ama önce fotoğrafladığım için yamuk makas izleri için özür dilerim :)), silikonla yapıştırdım. (üstüste ve kenarları yapıştırdım; tutma yerinin hizasına kadar. Üst tarafı açık yani, normal çanta gibi :)) Cüzdan, telefon, anahtar ve not defterim içindeyken yırtılma, ayrılma vs. yaşamadım. Dikilebilir de aslında.
Üzeri de farklı şekillerde süslenebilir. Boya kalemleriyle bile boyanabilir :) Söylerken bile eğlenceli :)
Su yeşili renginden karesini de yaptım, onu da bi'ara fotoğraflarım.
Bu arada üzerine yapıştırdığım yaka için Sesi'ciğime kocaman teşekkürler!
* Tyvekten çanta olur da evadan olmaz mı diye yola çıkılan bir projedir! Teşekkürler Bagiebag :)
veni vidi vici
Latince, geldim-gördüm-yendim..
Caesar Zela Savaşını kazanmasından sonra Roma'lı dostuna tarihteki en kısa mektubu veciz bir ifadeyle Zile'den gönderir: veni vidi vici.
Şimdi sevgilim orada bir karakolda bekleyecek vatanı.
Benim için oldukça anlamlı bir yerde. Bir dahaki gidişimde, hayran olduğum Caesar (Sezar)'ın bu ünlü sözü söylediği yeri görebileceğim..
Parkeoloji'ye yazayım bi'ara Zela Savaşı'nı..
7 Eylül 2009 Pazartesi
Babam Dikti Ben Süsledim
Sonra da bir sürü ciciler dikti. Bu, mutfak perdesi :) İlk diktiklerinden..
Bu da çanta, üzerini de ben süsledim. Ruh halim karmaşık şu ara, böyle uyumsuzluklar olabiliyor. Kusura bakmayın :)
5 Eylül 2009 Cumartesi
33 Okul 3003 Öğrenci
Benim canım abicim çok güzel anlatmış. Öz abim olsa belki Ahmet abi kadar sevemezdim..
O yazının üstüne ne yazsam boş..
BUYURUN..
Burada da ayrıntılı bilgiyi bulabilirsiniz.
Üstelik bu aralar benzeri bir hareketteyim kendi çapımda..
Hep istediğim bir şeydi 'kardeş'..
Sanırım olacak.. Üstelik gidip görebileceğim bir yerde..
Kardeşimi seçtim..
Şimdi ona mektup yazmaya başlamam gerek..
Manen yanında olduğumu hissetmesi için..
124 cm.lik ve 20 kiloluk bir kardeşim var artık benim!
Gerçi Miroşum da var!
4 Eylül 2009 Cuma
Bagie Bag
Sevgili Senem ile Stilin blogunun amblemi olan çantayı alması dolayısıyla tanıştık. Çok şeker, çıtı pıtı, cici bici bir hatun kendisi :) Çok hoşuma gitti çanta, sonra ben de aldım. Yazmak daha yeni kısmet oluyor gerçi :)
Çanta rulo içinde bir kartonda çıkınca tabi afalladık önce :)
Sonra 'vay be tasarım he resmen' gibi bakıştık :)
Velhasıl kelam bu çanta kağıt görünümlü ama değil. Malzemesi tyvek. Mimarlar ve yapı sektöründe çalışanlar bilir..
Çok sağlam, üstelik geri dönüşümü olan ve de yıkanabilen bir çanta kendisi :)
Malzemesi, en az tasarımları kadar özel.
Ünlü DuPont firmasının ürettiği Tyvek® malzemesiyle vücut bulan Bagie %100 geri dönüşümlüdür, yani doğaya saygılı bir tasarım ürünü kullanıyor olacaksınız.
Ona dokunmaktan kendinizi alamayacaksınız; çünkü çok ama çok yumuşak.
Üstelik, oldukça hafif bir çanta. Hafif derken, sakın yanılmayın.
Kağıt görünümlü malzemesi yırtılmaya dayanıklı, sağlam bir özelliğe sahip. Öyle ki, toplam 12 kiloluk eşyayı Bagie’nizle taşıyabilirsiniz.
Ergonomik tasarımıyla kendini vazgeçilmez kılacak Bagie aynı zamanda su geçirmez; yani yaz, kış demeden gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz.
12 kilo taşır mı bu çanta demeyin, benim çantalarımı yakın arkadaşlarım bilir, içi doludur. Not defteri, makyaj çantası, su, kitap vs. herşey çantamda olur ve ağırlığından şikayet eder çevremdekiler :) Yani o halde bile bagie'm yırtılmadıysa daha hiç yırtılmaz :)
Ben çok sevdim.. Farklı tasarımları çok seviyorum..
İnsanların garip bakışları bazen üzerinize çevrilebiliyor ama zaten en keyifli tarafı da bu :)
Bagie Bag web sayfası için buyurun.
Sevgili Senem'in yazdığı yorumu aynen buraya ekliyorum, bagie'nin satış noktalarını görmeniz açısından;
Sevgili Bilun,
Oncelikle ilk karsilasmamizda birbirimiz hakkinda edindigimiz izlenimler karsilikli... Bunu bilmeni isterim.
Artik sen de bir Bagie kullanicisisin. Umarim sana sans getirir. Ayrica memnun olmana ve ozellikle kullandiginda kendini ozel hissetmene cok sevindim. Iste bu tam da aradigimiz, bu ise baslarken duymayi, okumayi hayal ettigimiz anlardi. Bunu yasattigin cok tesekkur ederim canim :)
Bagieler su anda Cihangir Carrefour'un yaninda bulunan ve sizleri de acilisina davet ettigim (Eda soylemistir sanirim), oldukca enteresan, vintage, modern, kisacasi standart olmayan ve asla olamayacak hatunlarin dukkani olmaya aday Fashion Project magazasinda, Galatasaray'da ki meshur Lazy'de ve son olarak outletim.com'da satilmaya baslandi. Ayrica en bastan beri de Besiktas carsinin icinde bulunan canim arkadasim Seval'in magazasi Log'da da satilmakta. Buradan duyurmak istedim :)
Tekrar kocaman tesekkurlerimi borc bilirim ve sevgiyle kucaklarim.
Sevgiler,
Senem Celik
Bagie Bag
Bahçede Sanat Programı
Çocukların çok sevdiği ebru sanatını bitkilerin öyküleriyle birleştirmeye ve yeni öyküler yazmaya ne dersiniz?
Hadi birlikte bitkilerin masalsı dünyasına girip, onların öykülerini dinleyelim. Su üstüne masallar boyayalım. Sudaki masallarımızın kâğıda geçmesi ile hayrete düşelim. Doğadan hediyeler toplayalım ve özgün baskılar yaparak tekrar doğaya hediye edelim.
Sen de suya yazı yazabilir misin ya da resim yapabilir misin? Kâğıda çizdiğin çiçeklerin, fırında piştikten sonra kolyen olmasını ister misin? Peki, tüm bunları güzel bir bahçede ve serada yapmaya ne dersin?
O halde seni 5 Eylül Cumartesi günü (yarın) Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’ne bekliyoruz.
Program:
10.00 – 10.15 / 14.00 – 14.15 Tanışma
10.15 – 10.45 / 14.15 – 14.45 Çiçek desenli küçülen kolyeler
10.45 – 11.00 / 14.45 – 15.00 Masal zamanı
11.00 – 12.00 / 15.00 – 16.00 Ebru çalışması
12.00 – 13.00 / 16.00 – 17.00 Özgün baskı çalışması
Yaş grubu: 2003 – 2004 doğumluların kayıtları alınacaktır. 10.00 ya da 14.00 grubunun hangi yaş grubuna ait olacağını talebin yoğunluğu belirleyecektir.
Gruplar 15 kişi ile sınırlıdır.
Tarih: 5 Eylül 2009 Cumartesi
Ücret: 50 TL
Yer: Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi
Merkezefendi M. Yeni Çiftlik Yolu
No:1 Zeytinburnu
Bilgi ve kayıt için: 0216 414 26 30
Etkinlik mekanını www.zttb.org adresinden görebilirsiniz.
2 Eylül 2009 Çarşamba
Nil Şekeri ile Buluştuk :)
Parkeoloji'de Bugün
LAODIKEIA'DA AUGUSTUS HEYKELİNİN BAŞI BULUNDU
Yine Bir Ayrılık ve Yine Bir Kolye
Hesionka ve Özge'den Ciciler
27 Ağustos 2009 Perşembe
Gittim Gelicem
25 Ağustos 2009 Salı
Gel Teskere
Tam o noktadayım..
Canım abicim, Ramocuğuma gitti..
Ve şimdi beni çook uzaklara götürdü.. Belki yarım saattir inceliyorum sevgilimi..
Zayıflamış sanki..
Çok özledim..
Abicim canım benim, çok çok teşekkürler yaptığın herşeye..
23 Ağustos 2009 Pazar
MİMMM ;)
En Sevdiğiniz Film
Aslında beni etkileyen baya bi'film sayarım ama sanırım tek hakkım var. O zaman 'City of Angels' diyorum.. Kaç kere izledim bilmiyorum ama yine aklıma geldi, şimdi tekrar izleyeceğim :)
En Sevdiğiniz Yönetmen
Çağan IRMAK, Peter JACKSON
En Sevdiğiniz Kitap
Piano Piano Bacaksız
En Sevdiğiniz Ressam
Amedeo Modigliani, Osman Hamdi Bey
En Sevdiğiniz Resim
Aslında kendi yaptığım tablolardan birini koyacaktım, sevgilime hediye olarak yaptığımı, ama fotoğrafını bulamadım. Osman Hamdi Bey'in "Kaplumbağa Terbiyecisi" adlı tablosunun da yeri bende ayrıdır.
En Sevdiğiniz Fotoğraf
Bu fotoğrafı ben çekmiştim. En sevdiğim karelerimdendir. Ne zaman huzursuz, mutsuz olsam karşısına geçer bakarım..
Bu da benim üniversiteden yakın bir arkadaşımın, portfolioma baktıktan sonra bu fotoğrafa yaptığı yorum,
artık böyle kapılar var mı ? içinde ucu bucağı olmayan mutlulukların buğusunun sokaklara taştığı!!! ya da öyle hissetmek ihtiyacı duyduran huzur kafiyelerii.....ellerine sağlık hepsi içinnnn..ve bir de yüreğine ..boyutuna sığmayacak kadar büyük...
sevgilerrrrrr
Ü.K.P
Görsel Kaynak 1, 2, 3
22 Ağustos 2009 Cumartesi
Kreativ Blogger
Sevgili Flame, Styleistico, Nazo , Pride , Kraft Etkinlikleri ve GN Hanım beni bu ödüle layık görmüşler, kocaman teşekkürler kızlar :) Bundan sonraki post gn hanımcığımın mimi :)
Şimdi yapmam gereken kendimle ilgili 7 ilginç özellik yazmak,
1- Simetri hastasıyım. Masanın üzerine telefonumu koyarken bile masanın kenarına paralel olarak koyuyorum, yamuk olursa bi'yanım eksik gibi hissediyorum. Bir de yolda kaldırım taşlarının çizgilerine basmamaya çalışıyorum. Bu daha az oluyor, üstelik kontrol etmeye çalışıyorum artık kendimi. Bir de yatarken terliklerimi aynı hizada ve yatağa dik olarak koyarım.
2- İçimden geçeni söylemezsem (özellikle negatif bi'durumsa) gerçekleşeceğine inanırım ve yalnız olsam bile duvara söylerim.
3- Açık ayakkabı giydiğimde insanlar ayaklarıma basacakmış gibi geliyor.
4- Otobüsle uzun bir yolculuğa gidiyorsam, otobüs daha terminalden çıkmadan uyuyakalırım. Çünkü beni araba tutuyor ve sanırım kendimi uyuyarak koruyorum :)
5- Yanımda bir arkadaşımla yürüyorsam, sağda yürüyen ben olmalıyım.
6- Garip yemekler denemeyi seviyorum. Evet evet, uydurmasyon!
7- Bu postu yazarken, ilginç özelliklerim o kadar normal geliyor ki bana, zor buldum yazacaklarımı :) Askerdeki sevgili arayınca da üzerine, ona sordum. Benim ilginç bi'özelliğimi söylesene diye. O da "çok fazla güleryüzlüsün, seni ilk tanıdığımda baya ilginç gelmişti", ayrıca renkleri ve objeleri kullanımın da ilginç geliyor" dedi.
Şimdi 7 yaratıcı bloga göndermem gerekiyor bu ödülü ama zaten cevaplamış herkes :( Ben hep geç kaldığım için, son yazanlardan biri oluyorum maalesef :(
Sevgiler herkese..
Ve mutlu haftasonları..
18 Ağustos 2009 Salı
Uçtu Uçtu Nil Uçtu :)
Nil..
Eğer hala tanışmadıysanız büyük kayıp..
Tarzına, cesaretine ve özellikle gözlerine hayran olduğum şeker :)
Tatildeyken sevgili, önüme dergileri bırakıp, yukarı çıktığında, 10 dk geçmeden;
"Ramocum koş koş, Nil var bak Cosmopolitan'da" diye ortalığı inlettiğim..
Rengarenk, pozitif, enerji dolu minik kız..
Duymayanınız kaldı mı bilmiyorum ama, Nil, Reebok'un Fly Girl'ü oldu. Ayrıntıları buradan okuyabilirsiniz.
Cosmopolitan'daki ropörtajın ayrıntıları için ise, sizi buraya alalım :)
Evet, evet bu şirinenin saçındaki tacı ben yaptım :)
17 Ağustos 2009 Pazartesi
Tatil Dönüşü..
Kumlar sıcacık ama deniz dalgalı.. Bu terlikleri de sevgili hersheylerden aldığım kurdelelerle yaptım.
Yağmur yağınca Kocaali'nin merkezine attık kendimizi, fotoğraf çekelim diye.. Biz sevgili ile ne zaman bir araya gelip, denize girmek istesek yağmur yağar :)
Bir amca sakinliğinde izini sürdük ilçenin..
Yoğurt kabı çiçeklerine su verdik gizlice..
Maden Deresi'nin tabiri caiz 'çivi gibi' suyunda serinlemek..
Acemi bir asker selamı neticesinde,
En güzeli, sevgilinin elinden demli bir çay içmek..
Sürecek..
16 Ağustos 2009 Pazar
Kitsch Kolye
Hatta buraya da ekleyeyim,
(Ben de Duru gibi en çok bu tanımı beğendim, o yüzden onu ekliyorum, diğerleri için Duru'ya buyurun :) )
"utandığın ama için için sevmekten de vazgeçmediğin şeyler olarak da tanımlanabilir pekala.(eğer kitsch olumsuz bir kavramsa senin için)
kitsch tatlı bir günahtır.
kitsch çirkinin içinde şiirseli bulmaktır.
kitsch çocukça zevk almaktır.
kitsch yerleşik zevke ve olağanlığa bir cevaptır.
teyzelerin ev oturmasına giderken yanında götürdükleri rugan terliklerdir,
ayrıca beylerbeyi tünelinin beyaz fayansla kaplı duvarlarıdır,
ayrıca...palmiye şeklinde gece lambasıdır...
ya da çocukluğumda çok hoşlandığım ve akıllı uslu gerçekler dünyasında hiçbir yeri olamayacayını çok sonra kavradığım eğlenceli nesneler/kavramlar silsilesidir."
lucretia borgia @ eksisozluk
Ben de Kitsch (kiç) sever ve yapar biri olduğumdan, özellikle düşünceli ve üzgünken çıkar benden, sevgilimi askere uğurladığımın ertesi günü balkonda boş boş otururken, annem malzemelerimden bi'kısım getirip, önüme koydu:
'kafanı dağıt'
Dağıttım, hem de feci :)
11 Ağustos 2009 Salı
Şimdilik 'Ben Geldim'
Bu akşam sevgilim askere gidiyor.. Tüm vaktimi onunla geçiriyorum, o gidene kadar..
5 ay 5 gün sonra Jandarma eri olarak gideceği Tokat'tan dönecek inşallah..
Biraz daha müsaade o yüzden..
9 Ağustos 2009 Pazar
Parmak Arası Sandalet Süsleme
Üstteki fotoğrafta (fotoğraf gittigidiyor'dan) gördüğünüz gibiydi, aşağıdaki sandaletim. En yakın modeli diyeyim..
Süslemeden önce fotoğrafını çekmeyi unuttuğum için başka bi'yerden bu sandaleti bulup, modeli görmeniz açısından ekledim.
İşte karşınızda tatil için süslediğim sandaletim :) Giydiğimde bomboş gözükmesi sinirimi bozunca yola çıkmadan bir saat önce bu hale dönüştürdüm :) Tatilden daha net bir fotoğraf ile dönerim umarım :)
8 Ağustos 2009 Cumartesi
Troya'nın Altın Mirası
Atasay Kuyumculuk; yüzyıllar boyu Anadolu'da kullanılan figürlerden, yöresel tekniklerden ve kavramlardan esinlenerek hazırladığı MYRAS markası koleksiyonlarına bir yenisini daha ekledi...
Takıda modaya yön veren Atasay Kuyumculuk’un tarih öncesi çağlardan günümüze kadar insan yaşamıyla bütünleşmiş kavramları, bugünün bakış açısıyla yorumlayarak oluşturduğu MYRAS markası 2009 Koleksiyonu, mağazalardaki yerini aldı.
Kültürel mirasımıza takılarda hayat veren, yorumlayarak günümüze aktaran MYRAS markasının Kış koleksiyonu “TROYA’nın Altın Mirası”, 3200 yıl önce var olan Troya Kenti’nden esinlenilerek hazırlandı.
Moda Tasarımcısı Özlem SÜER ve arkeolog editör Nezih BAŞGELEN’in danışmanlığındaki Atasay Tasarım ekibi tarafından, bu kazılardan elde edilen takıların yanı sıra dönemin yaşam tarzı ve figürlerinden de ilham alınarak hazırlanan “TROYA’nın Altın Mirası” Koleksiyonunda spiral ve kıvrımlı formların dikkat çektiği üç ayrı tema işleniyor. “Tanrıçaların Güzellik Yarışması”, “Paris-Helen Aşkı” ve dönemin en bilinen sembolü “Tahta At”tan oluşan temalarda esin kaynaklarını birebir yaşatan tasarımlar yer alıyor.
Kadınların ihtişamlı, özenli giyim ve takı tarzlarıyla dikkat çektiği Troya Uygarlığı aynı zamanda gösterişli takılarıyla tanınıyor. Geçmişten günümüze miras takılar denince akla gelen ilk marka olan MYRAS’ın “TROYA’nın Altın Mirası” Koleksiyonunda yer alan takılarda, bu ihtişam tüm ağırlığıyla ve adeta o dönemi yaşatacak şekilde hayat buluyor.
Efsanelerin ve onlardan miras kalan çizgilerin yansıtıldığı “TROYA’nın Altın Mirası” 2009 kışının vazgeçilmezi olacak tasarımlarıyla küpe, bilezik, pendant ve yüzüklerde hayat buluyor.
7 Ağustos 2009 Cuma
6 Ağustos 2009 Perşembe
5 Ağustos 2009 Çarşamba
4 Ağustos 2009 Salı
İstanbul Boğazı Yüzük
İstanbul Boğaz'ı çıkıntılı 925 ayar gümüş yüzük. Burada buldum, ancak stokta yok :( Bir an önce stoğa girmeli. Benim için çok önemli. Kıtalararası aşk yaşayan sevgilim ve benim için çok önemli bu yüzük :)
"İstanbul insana bu şehirde olduğunu, var olduğunu, etrafında güzelin ve çirkinin bir arada yaşadığını ve bu şehirde olmanın ne olursa olsun geçmişi, geleceği ve şimdiyi hissetmek olduğunu hatırlatır. İstanbul'un belki de en güzel parçası olan Boğaz ve Haliç'i, bu sefer şehri hatırlamak için, her zaman yanınızda taşıyın."
3 Ağustos 2009 Pazartesi
Koton'dan Kısa Gladiator
Stil direktörü ile bize geldiği bir akşam bi'şeyler içmek için Nautilus'a gittik. Oturmadan önce öylesine gezerken gözüme çarptı, koşa koşa yanına gittim ama kocaman bir korkuyla. Benim ayaklarım 35-35,5 numara olduğundan her yerde istediğim ayakkabıyı alamıyorum maalesef.
Bakın buradaki ayakkabıyı hala arıyorum, misal :) O zamanlar nişanım için arıyordum, şimdi inadımdan :)
Not: Ayaklarımın genişliğinden ötürü özür dilerim :) Siz ayaklarımı görmezden gelin, aslında fotoğrafta olmasalardı iyi olurdu ama ayakkabı, içinde ayak yokken düz durmuyordu maalesef, şansınıza küsün :) Zamanında futbol oynamam, ayaklarımın geniş olmasının sebebi..
2 Ağustos 2009 Pazar
Dinlenme Zamanı..
E artık dinlenme zamanım geldi..
Parmaklarımda toplanmış su kabarcıklarını denizle buluşturma zamanı..
Hangisinin acısı daha uzun sürdü, unuttum bile.. Bugünkü çok acıyor ama..
Ruhum, dingin bir yer düşlüyor..
Huzur bulmalıyım, yeşil dolmalıyım..
Tıpkı fotoğraftaki gibi.. (Geçen yıl VKOD olarak gittiğimiz Kıyıköy)
Her nefes alışımda genzim oksijene doymalı..
Yalınayak çimlere basmalı, doyasıya yüzmeliyim sonra..
Aldığım yeni kararları, iyice içime sindirmeliyim..
Güneşi özledim, doyasıya sarılmalıyım..
Kumlar gözlerime kaçmalı, koşa koşa denizde yıkamalıyım sonra gözlerimi..
Tatile gitmeliyim kısaca..
Ama yüksek müzikli bir yer değil asla..
Nuhnebiden kalma bir radyo çalmalı yanı başımda, en kısık haliyle..
Balıkçıların ağlarını uzaktan gördüğümde, burnuma balık kokusu gelmeli..
Tatil "köy"'ü olsun, evet evet..
İneklerden süt sağabilir miyim acaba?
Yumurta toplasam sonra tavuklardan..
Tatil Köyü olsun, evet evet..
10 Ağustos'ta dönmüş olurum, sanırım..
Kendinize çok iyi bakın..
Sevgiler..
*Fotoğraf, bana ait.
1 Ağustos 2009 Cumartesi
Ben Fikrimühimim :)
Volkan&Kaldera ile aynı anda sütüme kavuşmama rağmen, ancak yazabiliyorum :)
Fikrimühimden gelen paketin içinde, APTAMİL JUNİOR süt, %20 indirim yüklü MİGROS KART ve çok güzel bir çerçeve bulunuyor. Sütü, arkadaşımın bebişi bir güzel bitirdi. Zaten kullandığı için de memnuniyetini tekrar bildirdi. E ben de kartımdan memnunum :)
Ama ben rapor veremiyorum, tam fikrimühim olamamışım senelerdir demek ki :)
29 Temmuz 2009 Çarşamba
Halamın Önlükleri
Bugün ona da bir blog hazırladık. (Bu arada size E.Gokgur adıyla gayet samimi bir şekilde yorum yazan biri olduysa o benim, hesabı kapatmayı unutmuşum da :) )
Blogu, Minik Aşçılar !! Üstelik mankenimiz de kuzenimin maviş oğlu Eren :) Ama yalnızca çocuklara değil, bizlere de tasarımlar yapıyor. Üstelik hayalinizdeki renklerde :)
Çok renkli bir bloga bağlanmak isterseniz, buyurun :)
28 Temmuz 2009 Salı
Flame'den Sürpriz Hediyelerim :)
Mutluluktu bu..
Üzerindeki isim Alev'di..
Flame..
Yaklaşık 2 senedir konuşup, yazışıyoruz Flame ile..
Kutuyu parçalarcasına açtım resmen :)
Kutunun içinden hepsini aniden çıkardım, sonra sindire sindire baktım hepsine..
Nasıl heyecanlandım anlatamam..
Babam paketin var dediğinde promosyon bir paket bekliyordum, o sandım.
Canım benim, her biri için kocaman teşekkürler sana..
Nasıl güzel her biri.. Nasıl özel..
Ne kadar teşekkür etsem az..
Ne kadar güzel bir sürpriz oldu benim için..
Çok çok teşekkürler..
Beni unutmadığın için çok çok teşekkürler sana..
Şu an Frappe'mi yudumluyorum senin tarifinle ;)
--------------------------------------------------------------------------------
"Eğer peri olsaydım arkadaşlarım ve sevdiklerime mutluluk, huzur, sevgi, sağlık ve aşk tozu tılsımları dökerdim sihirli değneğimle, ya siz ne dilerdiniz?" diye sordu..
Ben de Suzy'ye katılıyorum ve aynı dileklerde bulunuyorum.
Ayrıca, buzlu frappe'den dolayı rahatsızlanan Flame'ciğime de bir an önce iyileşsin tılsımları gönderiyorum..
Fotoğraf
23 Temmuz 2009 Perşembe
"Toz Pembe" Camdan Kelebek :)
Cıvıl cıvıl sesi, o güzel yüreği yok mu..
O kadar güzel t-shirt tasarımları yapıyor ki.. Burada, burada ve burada görebilirsiniz. Elim Sende etkinliği sırasında tanıdım Duru'yu ve tasarımlarını görünce hayranlıkla takip eder oldum. Üstelik tasarım öğretmeni..
İlk tanıştığımız zamanlar, bu tasarımları bastırması için sıkıştırmıştım sevgili Duru'yu.. Sonra benim Marilyn Monroe ve Pop Art sanatının hayranı sayılmam sebebiyle ortaya bu güzel tasarımı çıkardı Duru'cuğum..
Birkaç gün önce canım t-shirtüm elime ulaştı. Sabırsızlıktan neredeyse ölüyordum.. :) O kadar güzel ki.. O kadar özel ki benim için.. Ve yanında elleriyle diktiği kalbi ve kelebek de yollamış sevgili Duru..
Canım, senin tasarımın bir t-shirt, özellikle "ilk" baskı yaptırdığın, üzerimdeyken, pek mutluyum, pek huzurluyum, kendimi çok özel hissediyorum..
Bu güzel hediyeler için sana kocaman kocaman teşekkürler Duru'cum.. Logo'na da hayran kaldım ayrıca :) Öpücükler çok çok!
Baskıya geç, sıra annemde :))
Şeker mi şeker bir hatundan size özel t-shirt tasarımları isterseniz buradan buyurun :)