Yaklaşık 1 hafta elimde oyaladıktan sonra izleyebildim bu filmi.. Çok konuşulan ve filmi sanki o sahneden ibaret gibi gösteren yorumlardan etkilendim çünkü..
Çünkü eskisi kadar bakamıyorum şiddet sahnelerine.
Çünkü büyüyorum yavaş yavaş..
Çocukluğumun Alabora'sından inmeyen ben, yazın bindiğim gondolda kalp krizi geçiriyordum neredeyse :)
Neyse efendim dağıttım konuyu..
Bu film farklı bir film..
Bilinçaltı..
Yönetmenin duygularını ekrana yansıtan bir film..
O 'şiddet' sahnesinde, devamlı elde dolaşan kameranın yere konması da bu yüzden..
Yönetmenin 'ben sadist değilim' diye haykırışı bu..
Ha bir de o sahnede arka planda biri görünüyor, sonra gidiyor.. O da seyirci olsa gerek.. Bırakıp, kaçıyor..
Filmi izlemeden önce yorumlarda filmin tersten anlatıldığını okudum..
İzledim..
Sonra öyle bir yere geldi ki..
Zaten diyor ki yönetmen: 'Dönüş Yok!'
---
Bundan sonrası fena halde Spoiler içerir--- (bkz. sözlük dili ile konuşan kız modeli)
Tataamm..
Meğer hepsi rüyaymış..
Bu yüzdenmiş kargaşalık..
Kaostan başımın dönmesi ve devamlı filmi ileri sarışım bu yüzdenmiş..
Esas kız, ensest bir ilişki kurbanı ve rüyası onun bilinçaltının günyüzüne çıkışı belli ki..
Filmin başında kızıyla ilişkiye girdiğini söyleyen adam da esas kızın babası..
Psikolojik bir film..
C.insel sapk.ınlıkların açıkça sergilendiği (oraları benim gibi ileri sararsanız hiç rahatsız olmazsınız), bir yandan da kötülüğü içinde yaşamış birinin hayatı ve bilinçaltı..
Esas kızın 2. evliliği.. Kocasına aşık.. İlk kocası hala onlarla beraber..
Mantıklı ve oldukça kibar biri.. Ama yetmiyor, kötülüğü mantık değil aşk yeniyor..
Neyse farklı bir film izlemek isterseniz buyurun izleyin, ama ailenizle değil..
* Bu arada fena halde Lost izleyicisi biri olarak, kızın rüyasında gerçekleşen kocasının kolunun kırılması olayını, kız uyandığında, kocasının kolunu hareket ettirerek uyuşmuş olan kolunu kendine getirmesini ilişkilendirdim. Hadi bakalım hayırlısı..