Ya Sonra?

Dün Yuvacık'a kısacık bir kaçamak yaptık.. Yuvacık'ı size daha sonra anlatacağım ama önce korkumla yüzleştiğim ve yine yeniden ölümüne çocuk olduğum anları paylaşmak istedim :)

Efendim, ben eskiden korku nedir bilmezdim. Karanlık, yükseklik, yalnız kalma falan umrumda olmazdı. Lunaparktaki en tehlikeli oyuncaklar benden sorulur, ikinci öğretimde okuyan ev arkadaşımı yolun başından almak bana düşerdi. Gel zaman git zaman ben büyüdüm ve korkularım da benimle büyümeye başladı.. Öyle zorlu korkular değil elbet, çoğu zaman da üzerine gidiyorum korkularımın. Yuvacık'ta da yükseklik ve düşme korkumun üzerine gitmiş bulunuyorum.. :)

Önce Yuvacık dere kenarında şen şakrak koşup, eğlendik..

Sonra, parktaki salıncak ve kaydırak en eğlenceli dakikalarımıza eşlik etti..

Vee.. Dere üzerine yukarıdan sallanan bir salıncak, 'hızlı salıncak sallayanlar kulübü' başkanı kocanızla birleşince ne olur? Yüzünüz aşağıdaki şekli alır ve üzerinden saatler geçse de aynı yürek ağızda modda, en çok da o anları gülerek hatırlayarak günü kapatırsınız..

Mont: Mango - Jean: Çilek Sokak/Kadıköy -  Kar Botu: Guess - Bere: Örgü/Hediye