13 Ocak 2013 Pazar

Pazar Gezmesi: Garipçe

Yok henüz ben gidemedim ama Pazar günleri için kısa tatil ve günübirlik kaçamak fikirleri yazmaya karar verince, aklıma ilk olarak Garipçe geldi..



İstanbul’da küçük bir koyda kurulan ve tarihi yerleri, doğal güzellikleri, samimi halkıyla insana huzur veren Garipçe, Rumelikavağı ile Rumelifeneri arasında kalan bir köydür. Köy ilçe merkezine 11, Taksim'e 31 ve Eminönü'ne 34 km uzaklıktadır. 


Özellikle İstanbul’daysanız, günü birlik huzur bulmak, kafa dinlemek için kaçış noktası olabilir. Özel aracınızla gidecekseniz, Sarıyer’den Kilyos’a doğru giden yolda Rumeli Feneri ayrımından sapıp 6 km gittikten sonra Garipçe tabelasını görebilirsiniz. Aynı şekilde Sarıyer’den kalkan 150 numaralı Rumeli Feneri otobüsüne binerek Garipçe’ye ulaşabilirsiniz.

Garipçe’de yaşayanların çoğu geçimini balıkçılıkla sağlıyor. Bu demek oluyor ki, İstanbul’da kalan gerçek anlamdaki son balıkçı köylerinden biri. Haliyle Garipçe’ye gidip de balık yemeden dönülmemeli. Belki de sabah erken saatlerde gidip, bu sahil köyünde kahvaltının tadına da varılmalı.

Garipçe Adı Nereden Geliyor?

Garipçe’nin mitolojiye dayanan bir geçmişi var. Trakya Kralı Phineus “Garipçeli”. Kuzey rüzgârlarının tanrısı Boreas’ın damadı olan Phineus’un sarayı da Garipçe ile Papazburnu arasında yer alıyor. Ancak günümüzde herhangi bir kalıntısı yok. İşlediği bir suç yüzünden lanetlenmiş olan kralın yaşadığı Garipçe’ye Antik çağda, sahilin taşlık ve kayalık olması, yüksek ve sarp kayalıklarına kartal ve akbabaların yuva yapmaları nedeniyle “Gyropolis” denilmiş. Tarihçi Homeros’a göre ise Garipçe Köyü’nün adı “Kharybdis”. Fonetik benzerlik dikkate alındığında bu isimlerin ağızdan ağıza zamanla Garipçe’ye dönmüş olması muhtemel. Ayrıca köyün kayalıklar arasına küçük bir koya sıkışıp kalması ve balıkçılık dışında hiçbir mesleğin gelişme gösterememesi de “garip” benzetmesine neden olmuş olabilir.

Görmeden Dönmeyin

Bizans ve Osmanlı dönemine ait eserlerin de bulunduğu Garipçe’de, Garipçe Kalesi ve Gözetleme Kulesi görülmesi gereken yerlerden.. Cenevizlilerden kalma olan Garipçe Kalesi, Macar asıllı Fransız mimar Baron François de Tott’a, Padişah III. Mustafa tarafından yaptırılmış. Köyün en yüksek tepesinde ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmeyen bir de gözetleme kulesi var. Yeşilliklerin arasında konumlanmış olan kule, bulunduğu yerin yüksekliğiyle masmavi denizi geniş bir açıyla görebilme avantajına sahip.

Hacı Suyu veya Hacı Osman Suyu da denilen, sürekli içildiğinde böbrek taşı ve kumu düşürdüğü söylenen, farklı şehirlerden insanların suyunu içmek için geldiği tarihi bir çeşmesi var.

Bizans döneminde de yerleşim yeri olan Garipçe Köyü’ne bağlı Büyükliman Koyu’nda kale duvarı, hamam, kilise gibi kalıntılar da görülebilir.

Kaynak: Maximiles, Haber Vesaire, manzara.gen.tr

5 yorum:

Droplet dedi ki...

Millet genelde kahvaltı etmeye gidiyor Bilun. Ben bir kez balık yemeğe gitmiştim. Yakınlarda oturuyorum. Yolun düşerse senle tanışmak isterim. Sevgiler..

Bilun Şen dedi ki...

Çok sevinirim :) Görüşmek üzere, çok sevgiler..

İçimden Geldiği Gibi dedi ki...

Ne yerler var gezilip görülesi...

sibo dedi ki...

cok gittim.cook severim.ama seninle de gitsem daha cok severim!

Bilun ŞEN dedi ki...

* İÇİMDEN GELDİĞİ GİBİ,
Hep gezsek ve keşfetsek ya..

** SİBO,
Yaşasın o zaman :)