15 Ekim 2014 Çarşamba

6-9 Ay Bebek Oyunları


Bebekler beyin gelişimleri için dokunmaya ihtiyaç duyarlar. Dokunmak, onların aldığı vitaminler, yiyecekler kadar önemlidir. Anne/baba ve bebek arasında bir bağ yaratma onun gelişimi için en önemli faktördür. Bu bağ güçlü kurulursa bebekler daha hızlı öğrenir ve kendini daha iyi hisseder.

Çoğu bebek bu dönemde ek gıdaya geçer. Kendi kendine yemek yemeyi öğrenmesi için ona haşlanmış sebzeler verebilirsiniz. Üstelik bu ince motor becerilerini geliştirir ve bu da beyin gelişimini uyarır.

23 Ağustos 2014 Cumartesi

3-6 Ay Bebek Oyunları

Bu aylarda bebek, ilgisini çeken nesnelere bakmak için kafasını dik tutar, agular. Ellerini kullanarak nesneleri tutmayı öğrenir. Bu yüzden tutabileceği incelik ve hafiflikte bir nesne verin eline. Zamanla tutacak ve diğer eline geçirmeyi öğrenecektir. Başlangıçta ona siz yardım edebilirsiniz ve böylece beyin sinir bağlantılarını güçlendirmesini sağlayabilirsiniz. Bu oyun küçük motor yetenekler ile el-göz uyumunu geliştirir.

Ayaklarını keşfeder ve zamanla poposunu kaldırarak ayak parmaklarına ulaşıp, tadına bakmaya başlar :) İleride ayak ve bacaklarını nasıl hareket ettireceğini öğrenir böylece. 

Yerde yuvarlanmayı ve hareket etmeyi öğrenirler. Yüzüstü yatırdığınızda göğsünün altına minik bir yastık veya bir havlu katlayıp, koyabilirsiniz. Bu onların sırt ve boyun kaslarını güçlendirerek başlarını dik tutmasını kolaylaştırır. 


Kitaplarla tanıştırın. Kitaplara bakmak onunla sakin bir zaman geçirmenin en harika yoludur. Tekrar onun için çok önemli. Tamam her gün aynı hışırtılı kitaba bakıp, aynı filin kulağına dokunmak bize sıkıcı gelebilir ama bu onlar için harika! Üstelik kitaplardaki her şeyin aynı kalması onlara güven duygusu verir. Elbet sıkılacaktır, mesela bizde iki kitap var. Dönüşümlü olarak çıkarıyorum ortaya :)

22 Ağustos 2014 Cuma

#bebekoyunlaogrenir ; Dokun - Anla Oyunu


Bebeğin dış dünya ve başkalarıyla kurduğu ilişki dokunarak gelişiyor ve bebek için tensel temas çok önemli. Bu yüzden sürekli kucaklayıp, öpelim bebeklerimizi. Kucağa alışır hurafelerini de bir kenara bırakalım.

21 Ağustos 2014 Perşembe

#bebekoyunlaogrenir ; Oyunun Önemi


Yıllar önce bir arkadaşım ufak yeğeninin kreşte ingilizce öğrendiğini anlatıyordu. Kendileri evde bir kelimeyi çok zor öğrettiklerini, yani bunun hayli bir zaman aldığını ama kreşte anında öğrendiğinden bahsediyordu. Evet, okulda daha kolay öğreniyordu, çünkü bebek oyunla öğrenir :)

Neredeyse doğumdan itibaren oyun oynayan bebekler, zamanla çıngırağını sallayarak etki-tepkiyi, bir şeyleri yere attığında yer çekimini, attığı şeyi alıp, yerine koyuyorsak da sırayı öğrenir. Bu da bebekle ilk iletişim anlarındandır.

16 Ağustos 2014 Cumartesi

Neden 'Pera Nil?'

Bir ses seninle aynı yarımadadayız diyor 
Ve yitiyor sonra Pera'nın eski bir sokağında. 

Pera'nın eski bir sokağını tepiyorum ben böyle her akşam 
Her akşam tabanımda senin çamurun.
İlhan Berk




İçimde büyüyen bebeğimiz için bir sürü isim düşündük. Neden bilmiyorum ama 'Nil' olacaktı ismi. Nil, bolluğu, bereketi simgeliyordu çünkü, bir doğuştu. Nil nehri nasıl ki Mısır'a hayat veriyorsa, o da bize verecekti. 

15 Ağustos 2014 Cuma

0-3 Ay Bebek Oyunları


Hamile kalınca insan hemen bebeğine yetip, yetemeyeceğini, sevgisini verip, veremeyeceğini, zamanı nasıl doğru kullanacağını falan bir sürü şey düşünüyor. Çok araştırıp, bazen bilgi çokluğunda boğuluyor bazen de yok ben bu kadarını yapamam diyorsunuz ama öyle değilmiş işte. İçgüdüsel olarak anne olmaya hazırsanız, o vakti bir şekilde yaratıyorsunuz ve onu doyasıya seviyorsunuz. 

#bebekoyunlaogrenir.. Pera Nil ile doğduğundan beri oyunlar oynamaya çalışıyoruz. Çok fazla kitap okuyorum ve araştırıyorum bunun için. Ama her annenin vakit sıkıntısı olabilir. Mesela şu an evin topluluğundan feragat edip, yazıyorum bu yazıyı. Çoğu oyun için akşamki yemekten feragat ettiğim gibi :) Bi'şeyler hallolurken bi'şeyler tıkanıyor. Yardımcınız yoksa bu böyle ve kendinizi kötü hissetmeyin. Hem ne demişler?; "Mutlu çocukların dağınık anneleri vardır." :)

13 Ağustos 2014 Çarşamba

Pera Nil'in Maceraları

Her bebek ayrı bir kitap, her gün ayrı bir macera onlarla. İnsanın ufkunu açıp, yaratıcılığını geliştiriyorlar. Biz Pera ile 1 aylık olduğundan beri çeşitli maceralara atılıyoruz İnstagram sayfamda, gördünüz mü? #peranilinmaceralari hashtagiyle takip edebilirsiniz.

Şehrin Çocuk Hali'ne bu maceraları anlattım. 

"Bu konsept fotoğrafları çekmeye başlarken ben oldukça şanslıydım. Evde küçük bir tasarım atölyemin olması hayallerimi gerçekleştirmemizi oldukça kolaylaştırdı. Bu fotoğraf çekimlerini yapmak isteyip elinde gerekli malzemeler bulunmayan annelerin işini kolaylaştırma fikri benim için iş fikri oldu.
Çok yakında bu konseptleri birer kutu halinde satışa sunacağım. Projem bir taraftan annelerin bebekleriyle ilgili hayallerini gerçekleştirirken diğer yandan çocuklar yararına sosyal sorumluluk bilinciyle hareket edecek bir girişim olacak."

Aşağıdaki fotoğrafın üzerine tıklayarak, röportajın tamamını okuyabilirsiniz. 

http://blog.sehrincocukhali.com/pera-nilin-maceralari/


5 Temmuz 2014 Cumartesi

Hop 3, 4, 5 :)

Zaman hızla akıp gidiyor. Pera Nil'in 6 aylık olmasına kısacık bir zaman var. Ama ben 3, 4 ve 5 aylık postlarını yapmaya zaman bile bulamamışım :) Öyle dolu dolu ve hızla geçiyorki onunla zaman, ne ara böyle büyüdü diyorum. 

3,5 aylıkken alt orta iki dişini çıkardı ve meme emmeye yalnızca geceleri uykuda devam ediyor.

Yüzüstü yattığında artık popo havada ve tek bacağı öne çekmeye başladı. Ama nasıl oluyorsa geri geri gidiyor :)

16 Nisan 2014 Çarşamba

Doğum İçin Hastane Hediyelerimiz ve Süsleme

Pera'cım bugün hayattaki 3. ayını doldurmuşken, gülücüklerle bizi selamlarken, onunla ilgilenmiyorsak sesleniyorken, meme ardına saklanıp, saklanıp gülücükler ve hatta kahkahalarla dikkatini çeken şeylere oyunlar yapıyorken, zaten hareketli olan bünyesi yeni hareketler edinmişken ben de artık hastane süslemelerimizi ve hediyelerimizi yazayım dedim..


Bebeğimin cinsiyetini öğrenir öğrenmez soluğu Eminönü'de aldık, Sibel ve Saadet'le. Sallanan atlı bi'şeyler almak vardı hayalimde ve girdiğim ilk dükkanda bu sallanan atlı çerçeveleri görünce çok beğendik ve Pera Nil'in doğum hediyesi olarak onları vermeye karar verdik. Daha sonra sevgili Derya'nın yaptığı süslemelere uygun olarak Zebra şeklindeki mumlardan da aldı Sibel, doğuma birkaç gün kala :) İlk fotoğrafta arkada görünen sallanan at şeklindeki duvar panosu da yine Derya'nın el emeği. Kendisine instagram hesabından ve web sayfasından ulaşabilirsiniz.

26 Mart 2014 Çarşamba

2, ne güzel bir rakam :)



2 ayı biraz geçmiş bir insan yavrusuyla birlikteyim ve sanki ezelden beri benimle. Beni görmeyince huzursuz olan, of tamam tamam hayli sinirli olan bu bebe, tam bir meme delisi ve böyle olması çok hoşuma gidiyor. Kıyametleri koparırcasına ağlarken bile memeyi gördüğü an dünyalar onun oluyor ve gülmeye başlıyor.

Artık bizimle konuşuyor, hele bi'tane arısı var, onunla baya sohbet ediyor. Bazen konuşurken uyuyakalıyor.

Ha bu arada uykuya dalarken etinden et koparmışcasına ağlıyor ama alıştık artik.

Elleri çok tatlı ve bunu kendisi de farketmiş olacak ki sürekli bir el yeme arzusunda. Üstelik şapur şupur. Resmen canım çekiyor :)



Omuz üzeri etrafı keşfetme en büyük zevki. Öyle ki, pazar, market, mağaza, avm dinlemiyor basıyor yaygarayı. Omuza gelince ağzını burnunu yuttuğum sarkıtıyor alt dudağı, dil de dışarıda, ne var ne yok seyrediyor etrafı. 


Koca gözlü prensesim, tarçınlı kurabiyem
o güzel kokun, tamam bazen kusmuk kokuyorsun ama napalım, sanki yüz yıldır falan benimle gibi. Uyurken bile özlediğim, kalksa da yıksa yine ortalığı dediğim misbebeğim benim, iyi ki hayatımdasın, her an özlediğimsin ve evet perdeler hep aynı annecim :))

Bu arada bu 1 ay içinde Mamaroo'nun hayatımızı nasıl kolaylaştırdığını anlatamam. Artık o Pera'nın cici annesi :)

21 Şubat 2014 Cuma

Bir Güzel Ay


1. ay yazısı biraz gecikmeli olarak geliyor. Pera hayatımıza öyle hızlı girdi ki, gece gündüz kavramı yerle bir oldu.
Pera gelince başladım sanki nefes almaya, yüzüne bakınca huzuru bulmaya..
Meğer ne garip bir sevgiymiş, ne tehlikeli bir aşkmış insanın evladına duyduğu. Herkesi karşısına alırmış insan. Tek bir gözyaşı için ne acılar çekermiş. Tek bir bakışına, tebessümüne içi titrermiş. 
O huzurlu olsun diye elinden geleni yapar, karnı doysun diye süt yapıcı ne varsa, 'nefret etse bile' bayıla bayıla yermiş. 
1 ayı hem gece hem gündüz 2 ay gibi yaşasa da, uykusuzluk canını sıksa da beş dakika bile ayrı kalamazmış mis kokulusundan.
Gak guk sesleri en sevdiği ses oluverir, bir küçük pırt ile havalara uçarmış.

1. ayını kuzeninin dünyaya gelişiyle kutlayan Pera Nil, kucağa alışmanın yanı sıra bir de sürekli kendisiyle konuşulsun istiyor. Tanımadığı sesleri yabancılıyor ve banyo yapmayı çok seviyor.
Formunu sürekli yaptığı kol ve bacak hareketleriyle koruyor :) Spor onun için yaşam biçimi :)
Haa bir de uykuyu hiç sevmiyor :))



7 Şubat 2014 Cuma

22 Gün Önce O Hastanede..


22 gün önce o sabah, Central Hospital'e doğru yürürken, içimdeki o kıpırtının Pera'yı karnımda da olsa görecek olmam diye adlediyorken, aslında hayatımdaki en güzel hediyenin bir kaç saat sonra sağ yanağıma konacak olmasının farkında değildim.

Şu an yanımda uyuyan, yatarken tontik yanaklı, ayakta kaşık suratlı kızıma bakıyorum da, sen ne güzel bir kararsın hayatımda aldığım diye iç geçiriyorum. Kara saçların, değişik mimiklerin, cazgır hallerin, masum bakışların. Ne güzel bir lütufsun sen bana..

29 Ocak 2014 Çarşamba

Park Yatak mı Beşik mi?

Bebeğimiz olacağını öğrenince bir takım hazırlıklar başlamıştı haliyle. Bebek ilk zamanlar nerede yatacak diye düşünürken, park yatak diyenlere, 'ayy yok istemem' diye burun kıvırmıştım. Sonra burada yeniden düzenlediğim beşiği yazmıştım hatırlarsanız.


Bebeğimiz geldi çok şükür. Annelerin, anne adaylarının her daim yanında olan, türlü etkinliklerle yalnız olmadığını hissettiren 'internet anneleri' nin bize cici hediyeleri arasında olan Tripper Park Yatak'tan bahsedeceğim biraz. ErgoCocoon Kundak ve Tripper Baston Puset'e ise ayrıca değineceğim. 


Asla dediğim park yatak, eve geldiğimiz ikinci gün neredeyse kurtarıcımız oldu. Şöyle ki, beşiğimizin fotoğrafta da görüldüğü gibi her tarafı kapalı. İlk gece neredeyse hiç uyumadan 5-10 dkda bir kontrol amaçlı kalkıp baktık. Nasıl yatıyor, ağzını kapamış mı, yüzü açık mı, üstünü açmış mı vs vs. Belki ilk acemilik ama, oldukça zorladı bu durum ve belki de hayatımızda ilk defa bize verilen bu büyük sorumluluk bizi.


Ertesi gün hemen park yatağı kurduk ve o gece saat başı kurduğumuz telefon her çaldığında yattığımız yerden bebeğimizi görebildik. Gerçekten büyük rahatlıkmış. Park yataklar için söylediğim tüm sözleri geri alıp, bizi bu konuda rahata erdiren İnternet Anneleri'ne kocaman bir teşekkür selamı yollarım ♥

26 Ocak 2014 Pazar

Bugün Günlerden Güzellik..


16 Ocak 2014..
Nereden bilebilirdim o gün gittiğim kontrolde bebeğimi kucağıma alacağımı..

Günü geçen bebiyonun hala gelmeye niyetinin olmaması bir yana, bir de kanala yakın olan kafası gittikçe yukarı çıkmakta. Üstelik erken başlayan sancılar son bir haftada geçti. İlk kalp atışını birlikte duyduğumuz Sibel, bir de ben geleyim şu kontrole diyor, 16 Ocak'taki randevumuz için.

Sabah gidiyoruz, yok diyor Başak Hanım, iyice yukarı çıkmış. Sezaryene karar veriyoruz o anda. O kadar normal doğum istememe rağmen. Beklemek korkutucu geliyor o an. Kabul ediyorum.

8 Ocak 2014 Çarşamba

Merhaba 40. Hafta ♥


Oldu mu olmadı mı, gün gün saat saat sayarken geldik mi son viraja. 40. haftayı iyice meraklanan kalbimle, artık yeri daralan kızımın göğüs kafesime doğru ağır tekmeleriyle, içimden ejder çıkacak sandığım alev alev yanan bir mideyle, otururken kapanmayan bacaklarla ve tosun gibi bir silüetle karşılıyorum. 

Oysa daha dün gibi bebeğimin benimle olduğunu öğrenmem..
Anneler gününden iki gün önce, sabah uyandım. Yaşadığım sol kasıktaki saat tiktakları gibi atmaları saymazsak hiçbir belirti yok ama saat gibi işleyen hormonlarım o gün her ay başıma gelenin yine gelmesi gerektiğini düşünüyor. Henüz erken, sabahın körü. Kociş işe gidiyor, ben bir sağa bir sola dönüp, anneler gününü beklemeyi düşünüyorum içimdeki kıpırtıyla. Tabi bu sadece 2 dk sürüyor.