30 Mart 2015 Pazartesi

Pera Nil'in Aktivite Kitabı


Yurtdışında çokça örnekleri olan, bebekler için kumaştan yapılmış 'dokun anla' kitaplarını görmüştüm.
Bir gece, aklıma İkea'dan aldığım siyah sayfalı defter ve evdeki kumaşlar, kartonlar, evalar geldi.  Silikon tabancam da varsa, çoook hızlı ve kolay biçimde Pera'ya bir aktivite kitabı yaparım dedim ve yaptım. Şimdiki amacım küçük boyutlusunu yapmak ve yanımızda kolayca taşıyabilmek :) Belki sabrederim de kumaştan yaparım :)

19 Mart 2015 Perşembe

9-12 Ay Bebek Oyunları


Bloga verdiğim uzun arada, oyunları yazmaya da vakit bulamamışım pek. 9-12 ay oyunları ile devam edelim.. 

Bu aylarda bebeklerin kendine özgü kişilikleri belirginleşir, tırmanmayı, emeklemeyi, hatta yürümeyi öğrenirler.

* Ses onları öyle eğlendiriyor ki, ses çıkaran herhangi bir oyuncak onların etki-tepkiyi ve nedensellik ilişkisini öğrenmesine yardımcı olacaktır. Çıngıraklar, tuşlu müzikçalarlar, ksilofonlar, davullar gibi.. İllaki çok pahalı oyuncakları almaya gerek yok, pet şişelere koyacağınız mercimek, nohut vb. malzemelerle evde kolayca müzik aleti yapabilirsiniz. Hatta ben burada bir benzerini yapmıştım. Mutfağınızdaki plastik kaplarınızı da ters çevirip, bebeğinizin önüne koyup, tahta bir kaşıkla davul gibi çalmasını da gösterebilirsiniz. Bitmiş kağıt havlu rulolarınızın içine makarna koyup, iki tarafını da bantlayıp marakas gibi çalabilirsiniz.

12 Şubat 2015 Perşembe

Benim İstanbul'um | #istanbulgunlugum



Hep aşk diye anarlar İstanbul’u. Asla bırakamadığın o kadın gibi, şehvetli, naif, gururlu, güzel ve alımlı.
Öyle ya, her defasında gitmek isteyip de gidemediğin, her kaçtığında yine dönüp, dolaştığın yer değil mi İstanbul? Benim öyle..
Kapılarıyla, adalarıyla, kuleleriyle, ara sokaklarıyla, eskicileriyle, kaldırımlarıyla İstanbul hep başka. Bir vapur düdüğünde içtiğin sıcacık bir çayla başlarsan güne, martılar eşlik ederse hele o gün nasıl güzel geçmez?
İstanbul demek olanca kargaşanın içinde huzuru bulmak demek değil mi biraz da? Mesela Galata’nın kalabalık sokaklarında, hep bir yere yetişme telaşında olan insanlar geçerken yanından, kuleye çıkarsın da tüm o uğultular aşağıda kalır, sen gökyüzü ile başbaşa.. Hezarfen’in ruhuna dokunan o ılık rüzgar, senin de döndürmez mi başını?