27 Ağustos 2009 Perşembe

Gittim Gelicem


Siz bu yazıyı okurken ben sevgilime gitmek üzere yolda olacağım :))
Yorumlarınıza çok çok teşekkürler..
Gelince hepsini yanıtlayacağım..
Hoşçakalın..
Kocaman sevgilerimle..

25 Ağustos 2009 Salı

Gel Teskere

Kelimeler biter ya bazen..
Tam o noktadayım..
Canım abicim, Ramocuğuma gitti..
Ve şimdi beni çook uzaklara götürdü.. Belki yarım saattir inceliyorum sevgilimi..
Zayıflamış sanki..
Çok özledim..

Abicim canım benim, çok çok teşekkürler yaptığın herşeye..

23 Ağustos 2009 Pazar

MİMMM ;)

Sevgili Gn Hanımcım geçenlerde beni mimlemişti. Ona tekrar çok teşekkür ediyor ve cevaplara geçiyorum :)

En Sevdiğiniz Film


Aslında beni etkileyen baya bi'film sayarım ama sanırım tek hakkım var. O zaman 'City of Angels' diyorum.. Kaç kere izledim bilmiyorum ama yine aklıma geldi, şimdi tekrar izleyeceğim :)




En Sevdiğiniz Yönetmen

Çağan IRMAK, Peter JACKSON

En Sevdiğiniz Kitap

Piano Piano Bacaksız

En Sevdiğiniz Ressam

Amedeo Modigliani, Osman Hamdi Bey

En Sevdiğiniz Resim

Aslında kendi yaptığım tablolardan birini koyacaktım, sevgilime hediye olarak yaptığımı, ama fotoğrafını bulamadım. Osman Hamdi Bey'in "Kaplumbağa Terbiyecisi" adlı tablosunun da yeri bende ayrıdır.

En Sevdiğiniz Fotoğraf


Bu fotoğrafı ben çekmiştim. En sevdiğim karelerimdendir. Ne zaman huzursuz, mutsuz olsam karşısına geçer bakarım..

Bu da benim üniversiteden yakın bir arkadaşımın, portfolioma baktıktan sonra bu fotoğrafa yaptığı yorum,

artık böyle kapılar var mı ? içinde ucu bucağı olmayan mutlulukların buğusunun sokaklara taştığı!!! ya da öyle hissetmek ihtiyacı duyduran huzur kafiyelerii.....ellerine sağlık hepsi içinnnn..ve bir de yüreğine ..boyutuna sığmayacak kadar büyük...

sevgilerrrrrr

Ü.K.P


Görsel Kaynak 1, 2, 3

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Kreativ Blogger


Sevgili Flame, Styleistico, Nazo , Pride , Kraft Etkinlikleri ve GN Hanım beni bu ödüle layık görmüşler, kocaman teşekkürler kızlar :) Bundan sonraki post gn hanımcığımın mimi :)

Şimdi yapmam gereken kendimle ilgili 7 ilginç özellik yazmak,

1- Simetri hastasıyım. Masanın üzerine telefonumu koyarken bile masanın kenarına paralel olarak koyuyorum, yamuk olursa bi'yanım eksik gibi hissediyorum. Bir de yolda kaldırım taşlarının çizgilerine basmamaya çalışıyorum. Bu daha az oluyor, üstelik kontrol etmeye çalışıyorum artık kendimi. Bir de yatarken terliklerimi aynı hizada ve yatağa dik olarak koyarım.

2- İçimden geçeni söylemezsem (özellikle negatif bi'durumsa) gerçekleşeceğine inanırım ve yalnız olsam bile duvara söylerim.

3- Açık ayakkabı giydiğimde insanlar ayaklarıma basacakmış gibi geliyor.

4- Otobüsle uzun bir yolculuğa gidiyorsam, otobüs daha terminalden çıkmadan uyuyakalırım. Çünkü beni araba tutuyor ve sanırım kendimi uyuyarak koruyorum :)

5- Yanımda bir arkadaşımla yürüyorsam, sağda yürüyen ben olmalıyım.

6- Garip yemekler denemeyi seviyorum. Evet evet, uydurmasyon!

7- Bu postu yazarken, ilginç özelliklerim o kadar normal geliyor ki bana, zor buldum yazacaklarımı :) Askerdeki sevgili arayınca da üzerine, ona sordum. Benim ilginç bi'özelliğimi söylesene diye. O da "çok fazla güleryüzlüsün, seni ilk tanıdığımda baya ilginç gelmişti", ayrıca renkleri ve objeleri kullanımın da ilginç geliyor" dedi.

Şimdi 7 yaratıcı bloga göndermem gerekiyor bu ödülü ama zaten cevaplamış herkes :( Ben hep geç kaldığım için, son yazanlardan biri oluyorum maalesef :(

Sevgiler herkese..
Ve mutlu haftasonları..

18 Ağustos 2009 Salı

Uçtu Uçtu Nil Uçtu :)


Nil..
Eğer hala tanışmadıysanız büyük kayıp..
Tarzına, cesaretine ve özellikle gözlerine hayran olduğum şeker :)

Tatildeyken sevgili, önüme dergileri bırakıp, yukarı çıktığında, 10 dk geçmeden;
"Ramocum koş koş, Nil var bak Cosmopolitan'da" diye ortalığı inlettiğim..

Rengarenk, pozitif, enerji dolu minik kız..
Duymayanınız kaldı mı bilmiyorum ama, Nil, Reebok'un Fly Girl'ü oldu. Ayrıntıları buradan okuyabilirsiniz.

Cosmopolitan'daki ropörtajın ayrıntıları için ise, sizi buraya alalım :)

Evet, evet bu şirinenin saçındaki tacı ben yaptım :)

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Tatil Dönüşü..

Tatil Fotoğraflarından bazıları..


Kumlar sıcacık ama deniz dalgalı.. Bu terlikleri de sevgili hersheylerden aldığım kurdelelerle yaptım.


Yağmur yağınca Kocaali'nin merkezine attık kendimizi, fotoğraf çekelim diye.. Biz sevgili ile ne zaman bir araya gelip, denize girmek istesek yağmur yağar :)



Bir amca sakinliğinde izini sürdük ilçenin..


Yoğurt kabı çiçeklerine su verdik gizlice..

Maden Deresi'nin tabiri caiz 'çivi gibi' suyunda serinlemek..




Acemi bir asker selamı neticesinde,


En güzeli, sevgilinin elinden demli bir çay içmek..



Sürecek..

16 Ağustos 2009 Pazar

Kitsch Kolye

Efendim önce sizi, Kapkara Camdan Kelebek Duru'nun yaptığı bu kutuya alalım. Kitsch nedir, oradan öğrenebilirsiniz :)
Hatta buraya da ekleyeyim,
(Ben de Duru gibi en çok bu tanımı beğendim, o yüzden onu ekliyorum, diğerleri için Duru'ya buyurun :) )

"utandığın ama için için sevmekten de vazgeçmediğin şeyler olarak da tanımlanabilir pekala.(eğer kitsch olumsuz bir kavramsa senin için)
kitsch tatlı bir günahtır.

kitsch çirkinin içinde şiirseli bulmaktır.

kitsch çocukça zevk almaktır.

kitsch yerleşik zevke ve olağanlığa bir cevaptır.

teyzelerin ev oturmasına giderken yanında götürdükleri rugan terliklerdir,

ayrıca beylerbeyi tünelinin beyaz fayansla kaplı duvarlarıdır,

ayrıca...palmiye şeklinde gece lambasıdır...

ya da çocukluğumda çok hoşlandığım ve akıllı uslu gerçekler dünyasında hiçbir yeri olamayacayını çok sonra kavradığım eğlenceli nesneler/kavramlar silsilesidir."

lucretia borgia @ eksisozluk

Ben de Kitsch (kiç) sever ve yapar biri olduğumdan, özellikle düşünceli ve üzgünken çıkar benden, sevgilimi askere uğurladığımın ertesi günü balkonda boş boş otururken, annem malzemelerimden bi'kısım getirip, önüme koydu:
'kafanı dağıt'

Dağıttım, hem de feci :)

11 Ağustos 2009 Salı

Şimdilik 'Ben Geldim'


Öncelikle yorumlarınıza kocaman kocaman teşekkürler, çok mutlu ettiniz beni.. Henüz onaylayamadım.. Lütfen kusura bakmayın. Hepinizi çok özledim..

Bu akşam sevgilim askere gidiyor.. Tüm vaktimi onunla geçiriyorum, o gidene kadar..
5 ay 5 gün sonra Jandarma eri olarak gideceği Tokat'tan dönecek inşallah..

Biraz daha müsaade o yüzden..

9 Ağustos 2009 Pazar

Parmak Arası Sandalet Süsleme


Üstteki fotoğrafta (fotoğraf gittigidiyor'dan) gördüğünüz gibiydi, aşağıdaki sandaletim. En yakın modeli diyeyim..
Süslemeden önce fotoğrafını çekmeyi unuttuğum için başka bi'yerden bu sandaleti bulup, modeli görmeniz açısından ekledim.
İşte karşınızda tatil için süslediğim sandaletim :) Giydiğimde bomboş gözükmesi sinirimi bozunca yola çıkmadan bir saat önce bu hale dönüştürdüm :) Tatilden daha net bir fotoğraf ile dönerim umarım :)

8 Ağustos 2009 Cumartesi

Troya'nın Altın Mirası


Atasay Kuyumculuk; yüzyıllar boyu Anadolu'da kullanılan figürlerden, yöresel tekniklerden ve kavramlardan esinlenerek hazırladığı MYRAS markası koleksiyonlarına bir yenisini daha ekledi...

Takıda modaya yön veren Atasay Kuyumculuk’un tarih öncesi çağlardan günümüze kadar insan yaşamıyla bütünleşmiş kavramları, bugünün bakış açısıyla yorumlayarak oluşturduğu MYRAS markası 2009 Koleksiyonu, mağazalardaki yerini aldı.

Kültürel mirasımıza takılarda hayat veren, yorumlayarak günümüze aktaran MYRAS markasının Kış koleksiyonu “TROYA’nın Altın Mirası”, 3200 yıl önce var olan Troya Kenti’nden esinlenilerek hazırlandı.


Moda Tasarımcısı Özlem SÜER ve arkeolog editör Nezih BAŞGELEN’in danışmanlığındaki Atasay Tasarım ekibi tarafından, bu kazılardan elde edilen takıların yanı sıra dönemin yaşam tarzı ve figürlerinden de ilham alınarak hazırlanan “TROYA’nın Altın Mirası” Koleksiyonunda spiral ve kıvrımlı formların dikkat çektiği üç ayrı tema işleniyor. “Tanrıçaların Güzellik Yarışması”, “Paris-Helen Aşkı” ve dönemin en bilinen sembolü “Tahta At”tan oluşan temalarda esin kaynaklarını birebir yaşatan tasarımlar yer alıyor.

Kadınların ihtişamlı, özenli giyim ve takı tarzlarıyla dikkat çektiği Troya Uygarlığı aynı zamanda gösterişli takılarıyla tanınıyor. Geçmişten günümüze miras takılar denince akla gelen ilk marka olan MYRAS’ın “TROYA’nın Altın Mirası” Koleksiyonunda yer alan takılarda, bu ihtişam tüm ağırlığıyla ve adeta o dönemi yaşatacak şekilde hayat buluyor.

Efsanelerin ve onlardan miras kalan çizgilerin yansıtıldığı “TROYA’nın Altın Mirası” 2009 kışının vazgeçilmezi olacak tasarımlarıyla küpe, bilezik, pendant ve yüzüklerde hayat buluyor.

7 Ağustos 2009 Cuma

Gözlük Kolye


Ortaokuldan bu yana gözlük kullanıyorum. Şimdiye kadar kullandığım gözlükleri biriktirseydim, kesin bu kolyeden yapardım :) Çok beğendim!

Kaynak

6 Ağustos 2009 Perşembe

Büyük Güllerimi Ne yapmalıyım?

İşte size kolay ötesi bir ayakkabı süsleme örneği.
Pembe bir gelin ayakkabısı istediğimden, fuşya-pembe tonlarında uygulayabilirim :)

Kaynak

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Tam Benlik :)


Evimde doğanın hissettirdikleri mevcut olmalı.. Doğa kokmalı..
Gittiğim yerden bolca kırılıp, yere dökülmüş dal toplayıp, dönmeliyim sanırım..
Yapmam gerek :)

Kaynak

4 Ağustos 2009 Salı

İstanbul Boğazı Yüzük


İstanbul Boğaz'ı çıkıntılı 925 ayar gümüş yüzük. Burada buldum, ancak stokta yok :( Bir an önce stoğa girmeli. Benim için çok önemli. Kıtalararası aşk yaşayan sevgilim ve benim için çok önemli bu yüzük :)

"İstanbul insana bu şehirde olduğunu, var olduğunu, etrafında güzelin ve çirkinin bir arada yaşadığını ve bu şehirde olmanın ne olursa olsun geçmişi, geleceği ve şimdiyi hissetmek olduğunu hatırlatır. İstanbul'un belki de en güzel parçası olan Boğaz ve Haliç'i, bu sefer şehri hatırlamak için, her zaman yanınızda taşıyın."

3 Ağustos 2009 Pazartesi

Koton'dan Kısa Gladiator



Stil direktörü ile bize geldiği bir akşam bi'şeyler içmek için Nautilus'a gittik. Oturmadan önce öylesine gezerken gözüme çarptı, koşa koşa yanına gittim ama kocaman bir korkuyla. Benim ayaklarım 35-35,5 numara olduğundan her yerde istediğim ayakkabıyı alamıyorum maalesef.
Bakın buradaki ayakkabıyı hala arıyorum, misal :) O zamanlar nişanım için arıyordum, şimdi inadımdan :)

Not: Ayaklarımın genişliğinden ötürü özür dilerim :) Siz ayaklarımı görmezden gelin, aslında fotoğrafta olmasalardı iyi olurdu ama ayakkabı, içinde ayak yokken düz durmuyordu maalesef, şansınıza küsün :) Zamanında futbol oynamam, ayaklarımın geniş olmasının sebebi..

2 Ağustos 2009 Pazar

Dinlenme Zamanı..


E artık dinlenme zamanım geldi..
Parmaklarımda toplanmış su kabarcıklarını denizle buluşturma zamanı..
Hangisinin acısı daha uzun sürdü, unuttum bile.. Bugünkü çok acıyor ama..

Ruhum, dingin bir yer düşlüyor..
Huzur bulmalıyım, yeşil dolmalıyım..
Tıpkı fotoğraftaki gibi.. (Geçen yıl VKOD olarak gittiğimiz Kıyıköy)

Her nefes alışımda genzim oksijene doymalı..
Yalınayak çimlere basmalı, doyasıya yüzmeliyim sonra..

Aldığım yeni kararları, iyice içime sindirmeliyim..
Güneşi özledim, doyasıya sarılmalıyım..

Kumlar gözlerime kaçmalı, koşa koşa denizde yıkamalıyım sonra gözlerimi..
Tatile gitmeliyim kısaca..

Ama yüksek müzikli bir yer değil asla..
Nuhnebiden kalma bir radyo çalmalı yanı başımda, en kısık haliyle..
Balıkçıların ağlarını uzaktan gördüğümde, burnuma balık kokusu gelmeli..

Tatil "köy"'ü olsun, evet evet..
İneklerden süt sağabilir miyim acaba?
Yumurta toplasam sonra tavuklardan..

Tatil Köyü olsun, evet evet..

10 Ağustos'ta dönmüş olurum, sanırım..
Kendinize çok iyi bakın..
Sevgiler..


*Fotoğraf, bana ait.

1 Ağustos 2009 Cumartesi

Ben Fikrimühimim :)

Fikrimuhim.com

Volkan&Kaldera ile aynı anda sütüme kavuşmama rağmen, ancak yazabiliyorum :)
Fikrimühimden gelen paketin içinde, APTAMİL JUNİOR süt, %20 indirim yüklü MİGROS KART ve çok güzel bir çerçeve bulunuyor. Sütü, arkadaşımın bebişi bir güzel bitirdi. Zaten kullandığı için de memnuniyetini tekrar bildirdi. E ben de kartımdan memnunum :)
Ama ben rapor veremiyorum, tam fikrimühim olamamışım senelerdir demek ki :)