30 Temmuz 2010 Cuma

Le Freak by Emircan Soksan


Emircan Soksan..

Asilik, başkaldırış, vurdumduymazlık, aşk, renk, cümbüş, fark, özgün - 'orijinal', sınırsız, somut, soyut, gel-git, sürat, karmaşa, 'kar'gaşa, umut, huysuz..

Karelerinden size anlattıklarına, bakış açısının bu denli renkli olduğuna şahit olabileceğiniz bir fotoğraf sanatçısı o.
Evet sanatçı.. Fotoğraf makinasını bir fırça gibi kullanıp, tuvaline sıçrattığı renklerle sizi başka müziklerde başka yörelerde buldurabilir.. Evet, kaybettiyseniz eğer, maceracı ruhunuzu, renginizi, aklınızı.. bu çocuk buldurabilir size..


Bakış açısı, hayata baktığı renk.. Müziğin yardımıyla, hayır -ta kendisi ile- kendini anlatan biri o.
Bi'kaç karesi var burada. Le Freak çekiminden. Yeter mi, yetmez. O zaman buraya.

Le Freak.

Modelling. Ogulcan Cakir & Ozge Ercan
Costumes Styling. Tabe Kiyamet
Accesories Styling. Bilun Design
Backstage photographing. Ozan Daniel Eicher Ozisik
Teaser
 

Bu çekime aksesuarlarımla katkıda bulunmak, ufacık, minicik ama benim için kocaman. Fotoğrafları merakla beklemek, yayınlandığından beri de açıp, açıp bakmak.. O çeksin ben izleyeyim.. Böyle bir hismiş, onun karesinden hayata bakmak..


Emircan'a aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

http://www.facebook.com/emircansoksan
http://johnnyjoker.deviantart.com/
http://twitter.com/emircans
http://fotopya.com.tr/portfolio/EMIRCANS
http://emircansoksan.tumblr.com/

28 Temmuz 2010 Çarşamba

Giyecek Bi'şeyim Yok :(


Boom boom boom Style Boom, canımın içi güzellik abidesi dedi ki, hadi giyin süslen fotoğraf yolla bana..
Bu o kadar zordu ki.. Dolabın önünde saatlerce durdum ve "giyecek bi'şeyim yok" :(
Ne mi yaptım?
Ne mi yaptık?

Buyrun Boom'un bloguna..

26 Temmuz 2010 Pazartesi

İstanbul..

İstanbul..
Dünyanın en güzel şehri -bana göre-..
Tüm karmaşasına, tüm vurdumduymazlığına karşın..


Galata Kulesi..
Ne kadar da masum, bir o kadar da sağlam duruşlu.. Sanki Hezarfen yeni uçuyor üzerinden..

Büyükada..
Hüzün kokan büyülü ada.. Atlar dört nala koşuyor sanki sokaklarında..

Yukarıdaki kolyenin adı İstanbul..
Çünkü Galata Kulesi var..
Çünkü Büyükada'yı hatırlatan bisiklet var..
Çünkü Boğaz Köprüsü'nü anımsatan bir kuş (martı?) var bu kolyede..
Çünkü ben bu şehre, bu şehrin her köşesine aşığım..

* Asıl İstanbul ve tarih kokan takılar yapan Müge abla ile ilgili haberim yakında burada olacak..

22 Temmuz 2010 Perşembe

Doğumgünüm(üz)den..


Neredeyse 1 ay oldu :)
Yok yok daha olmadı ama bu havalar beni iyice tembel yaptı..
Aslında başka bi'şeyle uğraşıyorum bu aralar, bu yüzden de dikkat dağınıklığı yaşamam normal gibi sanki :p

Neyse, sevgilim hadi kalk gidiyoruz dedi..
Gittik..
Sevdiklerimiz de yanımızda, değmeyin keyfimize..
Cihangir'de Oda Kahvaltı..
Pek sevdik, pek beğendik..
Manzara..
Ortam..
Sohbet..
Sevgili..
Dostlar..
Pasta..
Hediyeler..
Herşey süperdi :)

Şimdi fotoğraflar..


Küçük Prens'i sevmeyen var mı?
Ben bu şapkayı gördüğümde 'keşke benim olsa' dedim ve her zamanki gibi o hemen hayalimi gerçekleştirdi.. 'Oldu bile' dedi..
Üstelik ondan habersiz o da benzerini elleriyle yapmıştı..
O kadar çok istemişim ki 2 tane birden şapkam oldu :))

Sonra şirin mi şirin Galata Kuleli bir çantam.. Galata Kulesi'nin de yeri ayrıdır bende..
O kadar severim ki, her gün ona bakabileceğim bir odam olsa keşke derim :) Kimbilir, olur belki :)
Bu arada Galata Kulesi silüetinden bir çanta yapmalı acilinden :)

Pastam..
Sevgilim, arkeolojinin öncüsü Osman Hamdi Bey ile aynı gün doğduğum için, onun bir tablosundaki; Kaplumbağa Terbiyecisi'ndeki kaplumbağaları benim aşık olduğum tosbağalarla değiştirmiş :) Terbiyecinin hemen önündeki benim mavi boncuğum.. Ve aslında benim doğum günümü kutladığımız gün, sevgilimin doğum günüydü :)


Sevdiklerim yanımdaydı ve benden mutlusu yoktu.. Doğum günüm bu kutlamadan önceydi tabi, o gün de beni arayan, mesaj atan, twitleyen herkes, o kadar mutlu etti ki..
Bu kadar güzel dosta sahip olmanın bir ayrıcalık olduğunu farkedip, çok daha mutlu biri olmam gerektiğini anladım..
İyi ki doğdum, iyi ki büyüdüm de anladım..
Evet, büyüyorum artık..

Fotoğraflar, Coşkun TUNCER

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Trendy Blog Ödülü


Sevgili Buse, geçtiğimiz günlerde bu ödüle layık görmüştü beni. Tekrar teşekkür ediyorum buradan ona :)

Ben şöyle bir yol izleyerek vereceğim bu ödülü..
Okumaya başladığım ilk blogları yazarak.. Onlar olmasaydı, blogger olmayı bu kadar istemeyebilirdim.

1- Arel yoktu daha o zamanlar.. Meltem çiziyordu, boyuyordu ve fimodan harika şeyler yapıyordu. Bu kırmızı saçlı hatun, yazım diliyle, paylaşımcılığıyla beni benden almıştı adeta: Crebro

2- Dante yoktu yine o zamanlar.. Açalya, Bu sivri dilli hatun, doğruluğuna inandığı herşeyin arkasında dimdik durmasıyla etkiledi beni.. Çok sevdim onu. Hatta aylarca Dante'ye isim aradık beraber :) O benim hala Adonis'im, Tammo enişte istemese de :))

3- Elif Savaş Felsen, Hüthüt Kuşu: Aylarca okurum blogunu, her birini okuduğumda apayrı tatlar alırım her zaman.. Bu yürekli ve koca sesli hatunu da fikirlerini de seviyorum..

4- M.K ve annesi.. M.K. yoktu yine o zamanlar, bizim tanışıklığımız eskiye dayanır. Onun naifliğini ve esprilerini severim pek.. :) Özelimdir her zaman için..

5- Ayça Oguş, bu aile hayalimdeki aile desem? Dağ bayır, minik bebek demeden doğayla başbaşa yaşamayı seven, doğa kadar doğal, doğa kadar verici, doğa kadar özverililer..

8 Temmuz 2010 Perşembe

benim bebeklerim SENİN BEBEKLERİN onun bebekleri


Senin Bebeklerin..
Mucize gibi bi'şey diyorum onun bloguna bakınca..
Hayaller gerçekleşir mi? Evet, Gir bak onun bloguna, hayalini anlat, elinde say sonra.
Ben öyle yaptım, aylar geçti üzerinden.
Sevgilim askerde ama yanımda gibi olsun Dilek dedim, dilek diledim, söyledim ona.
Bebeğim bana geldiğinde, üzerinde sevgilimin kokusu da vardı. Tesadüf. Oturup, film izledik sevgilim kokan sevgili bebeğiyle.
Sonra aldım bebeğimi koştum sevgiliye..
Ameliyat masasından kalkınca sevgili, kendini gördü karşısında :) Sevindi, bayıldı, şaşırdı :)


Şimdi sıra düğünde..
Gelin arabası voswos olacağı için, araba süsü de voswos olacak.
Dilek'in haberi var. Biz 'hazırız' dediğimizde o da hazır olacak..
Sadece bebek değil, hayal ettiğiniz ne varsa yapıyor Dilek.. O'nun bebekleri, bizim oluyor ve hayallerimiz gerçek oluyor..
Hediye için fazla düşünmenize gerek yok, buyurun..

7 Temmuz 2010 Çarşamba