Yıldönümümüze yaklaşık 1 ay kala hala düğün postlarına devam ediyorum. Arada verdiğim molalar yüzünden bu kadar uzadı hikayemiz :) Gerçi ben hep o günü anlatmak, tekrar tekrar o günü yaşamak istiyorum :)
Hazır 12 kilo gitmiş ve göbek bölgesi sorunlarından biraz da olsa sıyrılmış olunca, koştum bu mayoyu aldım hemen. Bir yengeç burcu olarak hiç bu kadar denizsiz kalmamıştım. Ama insan evli olunca iki kişilik düşünüyor. Bayram sonrası tatilini iple çeken bir ben miyim?
Yığınla güneş gözlüğü dolu ev. Her çantamda 1 tane var neredeyse ama takan yok. Lense alışamadım, numaralı gözlüğümü çıkarınca 10 metre ötemde babam olsa tanımam. Tembellik genimden dolayı, yaz bitti bitiyor, numaralı gözlükleri yeni araştırıyorum.
'Su içsem yarıyor'culardan olduğum için her yaz geldiğinde mutlaka bikinilere gidiyordu elim ister istemez. Ee 12 kilo vermişken, iki sonraki postta göstereceğim, çok severek aldığım mayo hayatımda bir ilk.
Asos'ta dolaşırken rastladığım bu mayo ise, tam bir aşk!
Limango'da dolaşırken rastladığım, aslında anneannemin pazar
çantası olarak kullandığı çantadan aşina olduğum bu görüntü hoşuma gitti ve
hemen sepete bir "KABUK" ekledim. Şimdi heyecanla gözüm yolda, bekliyorum el emeği, naftalin kokulu çantamı..
Aslında ennnn sevdiğimiz iPhone kabımızı anlatacaktım ama fotoğrafa bakınca bu başlık çıkıverdi ağzımdan.. Sıla dünya tatlısı bebeğiyle, ben dünya tatlısı kocamla :) Kate Speed iPhone Case, Carousel'den..
Film setinde dolaşır gibi dolaştık Atatürk Arboretumu'nda.. Styleboom instagramda ilk fotoğrafı paylaştığında aklımıza düştü bu saklı cenneti gezip, o güzel havayı solumak :)
Canlı ağaç Müzesi'nde, tıpkı aralardan koşarak Hülya Koçyiğit çıkacak, Tarık Akan belimden kavrayıp, döndürecek, Coşkun Sabah'ın gözünde canlanan anılarına ortak olacakmış gibi gezindik :)
Ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabileceğiniz Arboretum'da haftasonu ziyaretler yalnızca araştırmacılara ve üyelere açık. Hafta içi ise, 20.30'a kadar bu rüyada salınabilir, kendi mutlu masalınızın kahramanı olabilirsiniz.
Fotoğraflar için, Merve ve Özkan'a kocaman teşekkürler :) Onları İnstagram'da mervegokmen ve ozkanycoskun olarak takip edebilirsiniz ;) Beni de bilundesign olarak ;)
Elbise: Koton - Sandalet: Nine West - Çanta: Louis Vuitton - Saat: Toy Watch - Bileklikler: Bilun Design
Görevli kız 28 yaşında olduğuma inanmadı ama ben zaten bu avantajdan dolayı gördüğüm her parka, her salıncağa atlamıyor muydum?
Vikipedi'den baktığımda Atlıkarınca'nın anlamını öğreniyorum: İki yüzyıl öncesine kadar Atlıkarıncaya Atlıkaraca denmiştir. Sözcüğün etimolojisi üzerine en yaygın sav, İtalyanca Carousse'dan Karaca olarak değişmesidir. Oysa İtalyanca carousse ve İspanyolca Garusso sözcüğü savaş oyunu anlamındadır ve 11. yüzyılda Arap ordularında savaşan Türklerin at eğitimi için kullandıkları bir alet ve eğlence amaçlı at oyunlarına verilen isimden türetilmiştir.