23 Şubat 2012 Perşembe

Sevdim! #canbonomo


Dün akşam TRT 1 ekranlarında bu yılki Eurovision şarkımızı seslendirdi Can Bonomo.. Kısa sürede twitterda trend topic oldu, şarkıyı beğenen, beğenmeyen oldu..

Ben çoooook sevdim!
Masalsı yanını, eğlenceli ritmini, Can'ın heyecanını..

Müzikaldeymişim hissini yaratan ve hatta "if i were a rich man" coşkusunu hissettiğim bu şapşahane şarkı bloğumun bir köşesinde kalsın, kalsın ki bana 'Sweeney Todd'u, Karayip Korsanları'nı, Alice Harikalar Diyarında'yı hatırlatmaya devam etsin..

Her şey çok güzel olsun..

22 Şubat 2012 Çarşamba

Pelerin


Pelerinler hakkındaki soru işaretlerim, Songül Cabacı tasarımı bu pelerinimi çok severek kullanmamla son buldu. Pelerinler serin havalarda kullanılmak üzere tasarlansalar da ben soğuk bir kış gününde siyah montumun üzerinde kullandım. Bu güzel tasarımı giymek için havaların ısınmasını bekleyemeyecek kadar sabırsızım çünkü :)

Songül'ün bu ve benzeri pelerinleri ile diğer tasarımları 5 gün boyunca uygun fiyatlarla Trendyol'da.


Songül Cabacı kampanyasına buradan ulaşabilir, henüze üye olmadıysanız, Trendyol'a buradan üye olabilirsiniz.

21 Şubat 2012 Salı

Studio Rain Aşkına! ♥


Serap gibi bir arkadaşınız varsa ve hep spor giyinmekten hoşlanıyorsanız, hayat sizin için gerçekten çok zor!
Serap'ın sürekli, bir kadının topuklu ayakkabı giymesi gerektiğini söyleyip, her buluştuğumuzda ayakkabılarımı kontrol edip, 'yine mi düz' diye beni azarladığını göz önüne alırsak :) elimden geldiğince onunla buluşacağımız zaman çantaya bir topuklu atmaya çalışıyorum artık :)
Studio Rain'in topukluları ise rahatlık açısından hem beni hem de yılların topuklu canavarı Serap'ı tatmin etti.
E haliyle çantaya atılacakların başında geliyor Studio Rain ;) Ve hatta direkt onlarla çıkıp, yürünesi..

Günün ilerleyen saatlerinde düz ayakkabıya geçiyorum geçmesine ama tedirginim..
Ya Serap itiraz ederse?
Yok bu sefer etmiyor.. Studio Rain'in tasarım harikası düz ayakkabılarına bile geçit veriyor ;)

Modellerin farklılıklarına diyecek yok.. Hepsi özel tasarım, hepsinin kalıbı inanılmaz rahat ve ayağı sarıyor. Topuklularda yaşadığım, yürürken ayağımın öne kayması sorununu Studio Rain'de yaşamıyorum.
Tüm modeller ve daha fazlası için,

20 Şubat 2012 Pazartesi

Yasemin Öndar | Bukefalos ♥


Geçtiğimiz günlerde Galata'nın arka sokaklarında içimdeki çocuğu, Yasemin Öndar'ın Bukefalos'u ile dizginlemeye çalıştım. Bir o tarafa bir bu tarafa heyecan içinde, kimi zaman ciddi durmaya çalışırken, kimi zaman o topuklularla dengede durmaya zorlanırken mini bir çekim gerçekleştirdik.  Yasemin Öndar'ın hikayesine aşina olduğum 'Bukefalos' isimli koleksiyonunun ondaki etkisi ise şöyle;

..Ve Tanrı bir avuç dolusu güneyli rüzgar aldı, ona kendi nefesini üfledi ve atı yarattı... "Sen kanatsız uçabilmeli, ve kılıç çekmeden fethedebilmelisin..." deyip onu kutsadı. Atın zerafeti, zekası ve asaleti... Vahşi ve heybetli görünüşünün altında yatan hassasiyeti. O hem zaptedilemez, hem evcil, hem eğitilemez, hem en iyi öğrenci. O bir asi ve bir o kadar da sadık. Tıpkı soyunu inkar etmeyen Bukefalos* gibi!
Hikayeler nasıl da çekerler bizi içlerine..
Atların bu muhteşem dünyası da Yasemin'i cezbetti ve sonunda Bukefalos ismiyle hem koleksiyonu hem de kendini yarattı bana göre..

Hem kıyafetler hem yollar dar geldi bana gelmesine ama bu güzel tasarımları size anlatmam gerek diye düşündüm :)


Önce Yasemin'den bahsetmem gerek.. Tarih okumuş ama gönlü hep tasarımda biri Yasemin Öndar, üstelik eğitimini almaya da başlamış bu işin.. Kendini, tasarımlarını anlatırken görmeniz lazım onun gözündeki enerjiyi, sevdiği işi yapıyor olmanın haklı gururu ve heyecanı var yüzünde.. 

Ve Bukefalos.. 
Siyah ve kahvenin ummadığım uyumuna şaşırırken, en çok da tasarımların kalıplarına hayranlığımı gizleyemedim.

 Sonra bir bir sıraladım Yasemin'e isteklerimi :)



hoop, çek karnı içeri! :)


Kah ciddi olmaya çalıştım Galata yollarında, kah içimdeki çocuğa sarıldım ve sonunda kendimi öyle kabul ettim :)


Fotoğraflar,

Kıyafetler,
yaseminondar@gmail.com
info@yaseminondar.com

Ayakkabı,

*Bukefalos (Buchephalus), Philip'e hediye gelen ama kimsenin yanına dahi yaklaşamadığı bir atken, İskender'in Bukefalos'a -ki onu, gölgesinden korktuğunu anlayıp, yüzünü güneşe çeviren ve bu sebeple ehlileştirebilen İskender olmuştur- bindiğini gören babası Philip, İskender'e 'kendine fethedecek memleketler ara evlat, Makedonya sana dar gelir' demiş.."

19 Şubat 2012 Pazar

#MSpijamapartisi


Sevgililer Gününü kız kıza geçirelim en eğlencelisinden diye gelen bir teklifi kim geri çevirebilirki?


Birbirinden leziz ikramlar da cabası :)


Cindrella ve Miray'ın o şapşahane partisi için kendimizi geçtiğimiz pazartesi SwissOtel Living'de bulduk.. Marks & Spencer'ın bize özel hazırladığı hediye ve pijamalarla, Filiz Özkol'un tarotuyla, Fransız şefimizin risottosuyla ve gecenin sonunda yaptığımız yastık savaşıyla en eğlencelisinden bir gece geçirdik..


Kızkıza partilerken, içeri ropdöşambırıyla Koray Caner girdi ve zaten halihazırda bizimle olan playlistine kendisi de eşlik etti :)





18 Şubat 2012 Cumartesi

Songül Cabacı | Şizofrenik Sancılar

Songül'ün son koleksiyonu, Şizofrenik Sancılar. Songül Cabacı, bir tasarımcının tasarı sürecindeki evrelerini, yarattığı hayal dünyasındaki karakter
ve biçimleri, bir kadının yaşamını ifade etme aşamasındaki süreci “Şizofrenik Sancılar” diyerek betimliyor. Ve şunları söylüyor; “Anlaşılması beklenen hayaller, uçsuz bucaksız bir yolculuktur. Bir kadın olarak hayalleri dışa vurum şekliniz bambaşka duruşlarla olabilir ve bu en zorudur aslında…Bu koleksiyon tüm kadınlara, sanatçılara ve anlaşılmaz hayatlara ithaf edilmiştir.”

İsmine uygun bir etkinlikti Songül Cabacı'nın F68 Boutique'da düzenlediği..
Şizofrenik Sancılar..
Daha önce burada bahsettiğim ve yaklaşık 1 hafta süren sancılarımız geçtiğimiz günlerde F8 Boutique'te kutuların açılmasıyla son buldu.


Onda Gördüm, Billur Saatçi, Cindrella Under the Umbrella, Serapla Moda, Used Look ve benim katıldığım oyunu French Oje'nin sunumu ve Koray Caner ile Can Direkli'nin yardımıyla tamamladık :)


Kutuların açılmasını heyecanla bekledik ve kutuların üzerindeki her bir anahtar başka bir kutuyu açtı..
Her kutudan bir parça çıktı ve mankenin üzerine tek tek giydirildi. Ortaya başka bir kıyafet çıktı. Songül tüm yaratıcılığıyla ortaya 'orada bırakmaya kıyamayacağımız' parçalar yapmıştı..



Songül Cabacı, oynadığımız oyunu şöyle tanımladı..

Bugün burada bir oyun oynanıyor. Songül Cabacı, son koleksiyonu Şizofrenik Sancılar'ın  kapsül koleksiyonu niteliğinde bir giysi tasarladı, 9 parçadan oluşan. 

Giysilerin insanların hayattaki duruşu gibi olmasını, hayat bulmasını istiyor. 9 parça birleşip, bir giysi oluşturacak, aynen şu anda hepimizin birleşmesi gibi.
Her parça tek başına giyilebiliyor, her biri kendi içinde bir anlam taşıyor. Aynen 9 blogger ve Songül gibi. 


17 Şubat 2012 Cuma

"Düğün" Vol. 5: Saç & Makyaj

Dünyanın en sade topuzuna sahip bir gelin olmaktı hayalim :)
Ve düğünümde, o gün boyunca kendimi mutlu hissetmemi sağlayan bir saç ve makyaja sahip olmamı sağlayan gizli bir kahraman var bu postta..

Ömer Durak, hayalimi hem gerçekleştirdi hem de o kadar oynayıp, zıplamama rağmen ertesi gün bile yeni yapılmış gibi duran bir saç yaptı bana.


O gün ile ilgili, yüzümde makyajın asla kalmamasından ötürü, aklımdaki en büyük soru işareti, 'ya makyajım silinirse' idi. Ömer, hem kalıcı (benim bile yüzümde kalabilen) bir makyaj yaptı hem de düğünde rötuşlarıyla beni yalnız bırakmadı.

Tabi, hem günün heyecanı, hem de zaten oldum olası durduğum yerde duramadığımdan çok yordum Ömer'i ama tüm iyi niyetiyle, düğün de dahil olmak üzere katlandı bana :)



Peki kimdir Ömer Durak?
Öncelikle benim tatlı mı tatlı girişimci arkadaşım Burcu’nun nişanlısı :)
Mesleğine dönecek olursam, saç-makyaj uzmanı. Deneyimlediğim ve izlediğim kadarıyla da inanılmaz başarılı ve en önemlisi sabırlı.. Sabır, yaratıcılık ve anlayışlı olma bence bu iş için çok gerekli özellikler. E onlar da Ömer'de var..

Dergi, katalog, reklam çekimlerinde görev alan ve ünlü ünsüz bir sürü kişiyle çalışan Ömer’in bir de dükkanı var: Cool Design. Bağdat Caddesi, Marks and Spencer’ın sokağında..






Fotoğraflar,
Heval Hazal Kurt

12 Şubat 2012 Pazar

Bu kez olsun..#gamzeiçin1tüpkan


Gamze genç bir anne… 3 yaşında bir oğlu var ve kendisine lösemi teşhisi konuldu. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Bölümünde yatıyor.
Son durum: 
Son durum:
ŞU ANDA KAN GEREKMİYOR”.
.İlik nakli gerekli. İlik nakli için donör aranmaya pazartesi günü (13.02.2012) günü başlanacak.
.Pazartesi günü kemoterapiye başlanacak. “ÖNÜMÜZDEKİ HAFTADAN İTİBAREN” Trombosit ihtiyacı olacak. “ALINAN TROMBOSİT EN FAZLA 5 GÜN SAKLANABİLDİĞİNDEN, İHTİYAÇ OLDUKÇA” A RH + grubundakilerin Dokuz Eylül Üniversitesi’ne gidip “TROMBOSİT” vermeleri gerekecek.
.Donör olmak için başvurmak ve küçücük bir tüp kan vermek ÇOK ÇOK ÇOK ÖNEMLİ. Ama aynı gün içinde yüzlerce kişi gitmesin aynı merkezlere. Bunun için organize olup liste oluşturmak gerek. Çapa’daki konsey perşembe günleri toplanıyormuş, perşembe öncesi gitmek iyi olur.
.Gamze’nin lösemi teşhisi: AML M5 (Akut miyoloblast lösemi)
.Daha önce kök hücre nakli gerçekleştirilmiş ancak ne yazık ki hastalık nüksetmiş.
.Hepimiz donör olarak kan verebiliriz: Akraba Dışı Doku ve Kordon Kanı Bağışı yapılabiliyor.
.Gamze için bir blog açıldı bütün güncel bilgiler burada: Gamze Akbaş

Kendisine pozitif, samimi ve iyileşeceğine inandığınızı yazmak isterseniz:gamzeakbasicin@gmail.com Buraya atılan mailleri kendisi bizzat okuyor.

.Odasına geçmiş olsun kartları göndermek isteyen anneler her ilde kendi içinde organize oluyorlar. İnternet anneleri google grubuna üye olabilir ya da Nurturia’daki oluşuma katılabilirsiniz.

ADRES: Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi-İZMİR. Oda numarası 4865 Hematoloji Servisi, Onkoloji 1. kat
Ankara’dan ilik donörü olmak isteyenler: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, İbni Sina Hastanesi, Akrabalık Dışı Kemik İliği ve Kordon Kanı Bankası Tel:(312) 508 24 44.
İstanbul’dan ilik donörü isteyenler: Çapa Tıp Fakültesi İlik ve Doku Nakli Merkezi
İzmir’den ilik donörü olmak isteyenler: Ege Üniversitesi Kan Merkezi irtibat no: 390 40 29 Randevu alarak gidiliyor.
Kimler donör olabilir:
18-50 yaşında sağlığı müsait olan herkes kemik iliği bankasına gidip başvuru formu doldurabilir. Bir tüp kan verenler bulaşıcı hastalık testinden geçiriliyor. Hastalık taşımıyorsa bankaya kaydediliyor.
Gönüllü vericinin kayıtları bilgisayara işleniyor, hastalarla uyum sağlarsa daha ileri tetkik yapılmak için çağrılıyor. Uygunsa genel anestezi altında kemik iliği alınıyor. Vericinin leğen kemiğinden özel iğneler aracılığı ile alınan kemik iliği bir torbaya aktarılıyor. Operasyon ve dikiş gerektirmiyor ve hiç acımıyor. Kemik iliği vericisi ertesi gün işine dönüyor.
Kimler kök hücre bağışlayamaz:
Kimlerin kök hücre vericisi olması uygun değildir?
18 yaşından genç veya 55 yaşından yaşlı olanlar, ağırlıkları 50 kg den daha düşük veya beden ölçüsü endeksi 40’ın üzerinde olan aşırı kilolu kişiler
Belirli hastalığı bulunan ve kan bankasında kan bağışı reddedilmiş kişiler
Kalp ve kan dolaşım sistemi rahatsızlıkları
Örneğin koroner kalp hastalığı, kalp krizi, kalp yetmezliği, tedavi gerektiren kalp ritmi bozuklukları, düzensiz yüksek tansiyon gibi
Solunum yolları rahatsızlıkları
Örneğin ağır kronik astım (düzenli ilaç tedavisi gerektiren), kronik bronşit, akciğer veremi, akciğer embolisi gibi
Kan, kan pıhtılaşma sistemi veya kan damarları rahatsızlıkları
Örneğin oto-immün anemi, A tipi hemofili, derin venlerde tromboz gibi
Ruhsal rahatsızlıklar, santral sinir sistemi rahatsızlıkları
Örneğin tedavi gerektiren depresyonlar, psikoz, şizofreni, epilepsi, multipl skleroz gibi
Oto-immün sistem rahatsızları
Örneğin romatoid artrit (romatizma), kolajenozlar, Crohn hastalığı, ülseröz kolit, troid gibi
Salgı bezleri rahatsızlığı
Örneğin Diabetes mellitus gibi
Kötü huylu sayılan (kanser hastalığı) rahatsızlıklar
Enfeksiyona neden olan rahatsızlıklar
Örneğin Hepatit B veya C (iyileşmiş dahi olsa), kronik borelyoz, HIV-enfeksiyonu
ve diğerleri.
Kendisine yabancı organ veya doku nakli yapılmış olan kişiler
Örneğin; böbrek, kalp, cilt, kornea tabakası, beyin zarı, baldır siniri gibi
Bağımlılığı bulunan kişiler
Örneğin; alkol, uyuşturucu madde ve ilaç bağımlılığı gibi

2 Şubat 2012 Perşembe

Songül Cabacı ile Oynuyoruz: #SizofrenikSancilar


Geçtiğimiz haftalarda farklı çizgisiyle takdir ettiğim, sıcakkanlılığı ve tatlı dili, hoş sohbetiyle pek ama pek çok sevdiğim Songül Cabacı, F8 Boutique'te etkinlik düzenlemek istediğini söyleyince, aklıma böyle bir oyun oynamak geldi. 
Madem koleksiyonun adı Şizofrenik Sancılar, biz de biraz sancı çekelim dedim.
Ardından şizofrenik duygularla hareket edip, parçaları birleştirelim dedim.
Çok uğraştı Songül, her şeyin en iyisi olsun istedi. Mükemmelliyetçi yanı yine çıktı ortaya, evirdi çevirdi harika bir iş çıkarttı ortaya.
Evet, biz Songül Cabacı ile bir oyun oynuyoruz. 
Tam da son koleksiyonu "Şizofrenik Sancılar"a yakışır bir oyun. 
9 farklı kutu, 4 Şubat'ta F8 Boutique'te gerçekleşecek olan etkinlikte açılacak ve parçalar birleşecek. E haliyle o güne kadar bizi sancılı bir süreç bekliyor ;)

Siz de o gün orada bulunmak isterseniz, etkinlik sayfasından detayları öğrenebilirsiniz.


French Oje'nin sunacağı etkinlik oyununu kaçırmayın :)

Tuvana Büyükçınar | IFW Defile Davetiyesi


Tuvana Büyükçınar Demir "Ciddiyet Parodisi" ile IFW'de..

8 Şubat Çarşamba günü saat 18:00'de IFW'nin Odakule'deki çadırında gerçekleşecek olan defileye gitmek istiyorsaniz, yapacaginiz tek sey bu posta yorum birakan ilk 5 kisiden biri olmak. İlk 5 yorum yayınlanmıştır.

Yorumunuzda, bu defileye neden gitmek istediginizi yazmaniz yeterli.

------------------------------------------------

Tasarımcı Tuvana Büyükçınar Demir 2012-2013 Sonbahar-Kış sezonu koleksiyonu "Ciddiyet Parodisi" ile modanın tozlu hikayesinden ilham alıyor.

Savaş sonrası yeni bir dünya… Estetik kavramının yeniden hayata dahil olduğu; kadının kadın olmayı hatırladığı, belki de öğrendiği bir dönem. Mecburiyet gerekçesiyle edinilmiş, derbeder kılıklardan sıyrılıp vücuda övgünün başlangıcıdır bu dönem…

Business formlara eğlenceli couture detayların eklendiği "Ciddiyet Parodisi" koleksiyonunda, tüvit, kaşe, flanel, koton, şifon, yün ve ipek dokuları birbiriyle kombinlenerek, bordo, tarçın, lacivert, kiremit ve gri tonları ağırlıklı olarak kullanılıyor ve 30'larla 40'ların çizgileri 2012-2013 kışına dair farklı yorumları ile yer alıyor. Couture parçalarda kullanılan ve yüz yıllık geçmişe sahip yöresel bir işleme türü olan tel kırma tekniği Demir'in her koleksiyonunda süregelen gelenekselci yanını vurgularken, okside gümüş ve gold detaylarla da post-modern bir hava yaratılıyor.

1 Şubat 2012 Çarşamba

Asos'tan Seçtim: Bahar Kapıda!

Lapa lapa kar yağarken baharın habercisi, cicili bicili kıyafetlere bakıp, rengarenk düşlere dalmak bir yanda, karlarda yuvarlanma, kartopu savaşı yapma hevesi bir yanda.


Online alışveriş yapabileceğimiz Asos'un 2012 Lookbook'undan en taze çiçek kokanları, en sıcacık yazı çağrıştıranları seçtim.


 Büyük çiçekler, asimetrik elbiseler, transparan detaylar en ilgimi çekenler.